2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
851
Okunma
-Üflenen Geçmiş-
...
Derme çatma yapılan
bir barınağın içinde
köhne bir masada
misafir edildi aşıklar.
Hizmette kusursuz,
elleri nasır tutmuş
balıkçı yaşlı adamın,
demli çayıda ikramı.
Sevdalılar acıkmış
anladı yaşlı adam,
hemen kolu sıvadı
balıkları attı tavaya.
Balıklar pişe dursun,
elleriyle temizledi
anı defterinin tozunu
uzattı sevgililere.
Aheste yapıldı bilerek
salata, seyre daldı
bir taraftan aşıkları,
belliki yaralı yüreği.
Gözleriyle gülüyordu
sevdalıların hallerine
mutluydu nedense
arada kaçırdığı bakışında.
Anı defterinde gizliydi
herşey başından sonuna
okurken hüzünlendi aşıklar,
lakin boş sayfalar meçhul.
Sormak bir cesaret işi,
sevdasında cömert
adamın kavuşmaya an
kala susması bir muamma.
Fırtınalara meydan
okumak kolay değildi
içinde kopan umuduna
ilaç oldu sevgililer.
Gelip giden sevdalara
saygıda etmezdi kusur
konuşmadan anlatırdı
onlara sevginin yüceliğini.
Boşa değildi anı defterini
her sevene okutması
bir tek kendi sevdiğine
okutamadığına suskunluğu.
Kimbilir belkide bir gün
hüzünlü gözlerinden akan
yaşıyla dolduracak boş
sayfaları beklenen sevgili.
İşte o zaman konuşamayan
sevgililer bülbüllerin gülüne
dile geldiği gibi şakıyacak
aşk sözcüklerini son an’ında.
Dualarında yalvarmalarında
hep ötelenen hayallerinin
kalbinde bekleyen sebebine
ihtiyacı var koca çınarın.
Tesadüfleri sevsede aşklar,
mutlu sonların tecellisidir
kavuşmalarda bir duyanın
olmasının hediyesidir sonlar.
Çekilen çilenin nihayetinde,
An’da yaşanan mutluluk
değmezmiydi yılların tozunu
üflemeye keramete eren Aşk’ta.
Sevil Özdemir
5.0
100% (3)