2
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1195
Okunma

IĞDIR
Seni görmeden çok zaman önceydi,
düşlerimin kavşıt yeri hep sana çıkardı,
Iğdır.
Daha cemreler düşmeden,
buz tutmuş yollarına çıkardım;
acemî bir sürücü gibi zigzaglar çizerek yüreğime.
Yandığını görünce kırmızı ışığın,
yanardı ateşböceğinin kanatları gibi yüreğim.
Düşerdi silüetin imgelerime,
ve ben unuturdum hangi cemrenin canıma düştüğünü,
Iğdır.
Başım göğe eğerdi sanki,
karşımda duaya açmış ellerin.
Ne de güzel duruyor,
gelincikler içinde Ağrı.
Metrelerce uzaktan hissederdim
iğde çiçeklerinin kokusunu;
lale,
sümbül,
mor menekşe
ve Iğdır...
Bakınca gözlerine,
soluğum kesilirdi
denizimsi yeşilinde.
Hele Süreyya Çeşmesi ki,
yüreğime armağan edilmiş bir kervansaray!
Hayal ya,
uhrevî bir tanrıya gidiyormuşçasına
önce abdest alır,
sonra rekat rekat katederdim yollarını,
Iğdır.
Gözümü açmaya tedirgin...
Hangi sapağa girsem sen,
aşk kavşıtı bir labirent.
Sanırsın ki cehennem bile cennet;
son cemreden az ileri,
huzurundayım şimdi.
Açsam gözlerimi,
ya yoksan diyorum
ve kahrolurum.
Açmasam,
asla görmeyeceğim seni,
Iğdır.
Efkan ÖTGÜN
5.0
100% (4)