Kuzulara boya çaldım alladım
Öküzümün ayağını nalladım
Deyneğimi oha dedim salladım.
Giden gitti eskilerden ne kaldı.

Işlık çaldım hayvanları suladım
İtimize yal yedirip bağladım
Istar ıydım, ipi ipe uladım
Gelen gitti eskilerden kim kaldı.

Salgan açtım arpa buğday yıkadım
Çörü çöpü halbırıma topladım
İrimiği eşşeğime sakladım
Zaman geçti eskilerden ne kaldı.

Çalı kestim, çalgı çaldım süpürdüm
Değirmene buğdayımı götürdüm
Hapan hapan unu eve getirdim
Unutuldu eskilerden ne kaldı.

Ayağıma gara lastik giyerdim
Acarısa toz kondurmaz severdim
Ustalara taşı dağdan çekerdim
Dam yapacak eskilerden kim kaldı.

Okuluma seke seke giderdim
Gara önlük, beyaz yaka giyerdim
Yanlışımı tükürükler silerdim
Okutacak öğretmenden kim kaldı.

Yaz gelince koyun kuzu güderdim
Oyunları çocuklarla severdim
Bekarları güz gelince everdim
Evlenecek köyümüzde kim kaldı.

Koyun, kuzu, yünlerini gırkmıştım
Tokaç’ladım yünü suya atmışım
Yünlerimi kurutmaya sermişim
Kirmen kirmen ip yapacak kim kaldı.

Akan suya boğat çekip tummuşum
Soğuk suda titireyerek donmuşum
Nohutları yeşiliken yolmuşum
Deste deste nohut yolan kim kaldı.

Kekliğimi kafesinde öddürdüm
Davul zurna halaylarda dökdürdüm
Taş kalmadı ayağımla söktürdüm
Köyde düğün yapan, hani kim galdı.

Gaz lambası idaramız varıdı
Yağlı çıra, çırpa çırpa yanardı
İs çalıyor ahırımın mağları
Ateş söndü tütütecek kim kaldı.

Yalan dünya yalan ettin hanları
Bulurmuyum sevdiceğim canları
Issız kaldı mezarımın taşları
Garip Fatih seni bilen kim kaldı.

Fatih Özkan. 03.12.2015