0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1837
Okunma

Ömrün girdabında savrulan kum tanesi gibiydim
Yönümü bilmeden vahalarda kavruldum yıllarca
Yok olan yıkılan binlerce umut hasret seliydim
İsyanı tanımadım sabrettim içim kanadı ağladıkça
Oysa bir tutam tuz tadı bir yudum su gibi seni istemiştim
Serveti şatafatına kanmadım şu yalan dünyanın
Dağ tepe yana yıkıla kaçtım vefa denen yalancıdan
Sırtıma hamak vurdum kahrını çektim ağlatanın
Neyine güvenirim nalıncı keseri gibi hep kendine vuranın
Oysa bir tutam tuz tadı bir yudum su gibi seni istemiştim
Sırlarımı döktüm yılların ardından güvenip
Avuçlarında kanayan yüreğim dedim helal sana
Sözler manasız kalır kopardığın fırtınanın yanında
Haram oldu aşkın sevdanın gündüzü bıktım dünyadan
Oysa bir tutam tuz tadı bir yudum su gibi seni istemiştim
Sazım bu akşam akort tutmuyor hüzün dolu ağlıyor
Dost meclisi dahi yüreğimdeki yaraya şifa olmuyor
Büyüdükçe büyüyor sözlerin boğazıma yumruk oturuyor
Çaresizim sol yanım uyuştu hasret bana sitem ediyor
Oysa bir tutam tuz tadı bir yudum su gibi seni istemiştim
Kederliyim bu gece yine yüzsüzlüğüm tuttu dilimde
Geleceğin efendisine kırgınım sözler tükendi kalemimde
Dertlerimi satırlara sensizliği notalara yazıp derledimde
Kırılan gururumu kanayan onurumu dile getirsem nafile
Oysa bir tutam tuz tadı bir yudum su gibi seni istemiştim
Mustafa SARIVADİ
03.12.2015
5.0
100% (2)