0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1222
Okunma

zamanı çoktan geçmiş paslı bir sancıyla açtı gözlerini aşk
sarıydı solgundu
sıkı sıkıya kapatmıştı yalnızlığından örülü hırkasının önünü
doymamış tutkularını
kendi yaptığı oyma bir bastonla taşıyordu
ağır aksak atıyordu adımlarını
aklı çocuk yüreği delikanlıydı
elindeki binbir renkli çiçekleri serpiştirdi gelişigüzel
gönlünün kuytu bahçelerinden topladığı
halsiz ve yorgundu
son bir vals için güçlükle yerinden doğruldu
havada irili ufaklı kelebekler uçuşuyordu
eksiği tam karşısında durmuş gülümsüyordu
dayanamadı
sıkıca tutup çekti içine diğer yarısını
savurdu rüzgarda umarsız alev alev saçlarını
açtı arsızdı
ansızın bastıran keskin ağrılara bile aldırmadı
sabahı edemeden tüyleri ürperdi birden yüreğinin
şimşek çakınca anladı kırılıp parçalandığını
aynada kendi görüntüsüne dönüp baktı
kahroldu
herbir yanına binlerce acı saplanmış kanıyordu
yüzüne yapışan çapkın bir gülüşle "ben aşkım" diye fısıldadı
boş bir çuval gibi kendini usulca yere bıraktı
can çekişiyordu
"O" aşktı
Sezer Ergör Cülcüloğlu
5.0
100% (4)