Değerli şairim,
halkımın, öksüzümün, yetemimim, yoksulumun, malumumun.. hakkını yiyen ve hiçbirşey olmamış gibi yine adaletten, kardeşlikten ve ''sevgili vatandaşlardan'' bahsetmeye devam eden, suçunu örtbas edip, haber yaşağı getirip halkını kandırmaya bir kez daha çalışan alçaklara, isyan etmeyim de ne edeyim, Allah aaşkına siz söyleyin! Halk unutsa da, benim vicdanım unutmama müsade etmiyor.

Kullandığım abes kelimleri bağışlayın; bunlar ''benim kitabımda yok aslında'' ancak ''onların'' sözleri. İade ettim kendilerine Edepli tek bir lafa layık değillerki zaten, değil mi?

Esenlikle kalın.
Saygı ve selamlar

Bağışlayın adapdışı sözlerimi, sevgili aziz dostum.
Benim kitabımdan değil bunlar, ''onların defterinden'', ben sadece hatırlattım ve bir kez daha ve iade etmeye çalıştım
Tek bir edepli lafa layık değiller ki; vandaşımın, öksüz, yetim, mazlum,yoksulun.. hakkını yiyip de, gizleyen ve susturan o şerefsizler, alçaklar.
Vicdanım susmama müsade etmedi, halkımın birçoğu susturulmuş ve susmuş olsa da.
Tek bir kişiye erşip de, kafasında ''acaba bu sözlerde gerçek payı olabilir mi'' sorusunun ğsırf- peydah olmasına bile neden olabilmişsem, ne mutlu..

Olmamışsam da, vicdanım rahat; ''O'' bilir....

Az söyle, varsız derler.
Çok söyle, kârsız derler.
Hele, gerçeği söyle;
Utanmaz, ârsız derler..!

....bilincindeyim değerli aziz dostum.
Yüce'ye emanetsiniz.
Saygım sizlere

Teşekkürler değerli ozanım.

Kullandığım argo kelimelerden ötürü şahsınızdan özür diilerim.
Aslında böyle bir alışkanlığım da yok. Sevmem de...
Birçok şiir okuyanların hoşuna gitmeceğini bile bile yazdım bu argo kelimeleri, çünkü bu hırsızlar ve alçaklar edepli söze layık değillerdir.
Duyarlı yüreğiniz sağolsun, varolsun, huzurla dolsun.
Saygılar
Esenlikle kalın.

Duyarlı yüreğiniz daima huzurla dolsun değerli kardeşim.
Çok teşekkür ederim.

Şahsınızdan bu 'kaba ve argo'' şiirim için özür dilerim.
Aslında benim asla ağzıma ve kaleme almadığım şeylerdir bunlar.
Ama halkımın içinde bulunduğu durumu gözönüne alıca, bu hırsızlara ve alçaklara bırakın yermeği, eleştiriyi bir yana en adi küfürleri ve bedduaları bile az görürüm. Aslında babam da olsa kafalarını kırmak bile bana caiz gelir.

Ne kadar acı ki; mağdur halkım, öksüzüyle, yetimiylei mazlumu ve yoksulu ile çoktaaaaa unuttu bile bu hırsızlığı ve hatta eliyle seçip yine getirdi başına.
Hayret....
Demek ki, en adi suç olan ''halk malı hırsızlığı'' bile, cezasız kalabiliyor.
Vah vah vah halimize.
Ne kadar çabuk normal gündeme geçtik ve sanki hiçbirşey olmamış gibi..
Eh, böyle kayıtsız kalırsa toplum, işte böyle de malı ve hakkı yenir, değil mi?

Allah yardım etsin diyeceğim, ama etmez ki böylesi enayi, avanak, nemelazım, vurdumduymaz topluma...

Samimi saygı ve selamlarımı illetiyorum.
Esenlikle kalın.

değerli hocam ben açısında bir sakınca yok..istanbul sosyetesi beni daha kazanmadı..küfür bende de bolca bulunur..:).onu ekleyim..
ve gerçeklerin küfürlü yanını herkes biliyor katılıyorum size
kabulenilmesi gereken şey..yalana aşk mantığında olan bir toplumuz...
örnek: adam gibi aşk yaşıyoruz ve şiirsel yönüne gelince vallahi kurgulama bunlar. ağaaaaa........dedik...
benim başımda geçen yıl bir olay geldi..yahu erkek dilediği şekilde şiir yazıyor ...bende bir erkek olsam acabaaaaaaaaa dedim..bir gün ulan be kadın diye argo sözlerinde bol olduğu bir çalışma yaptım...
dediler viiiiiiiiiiiiş zaralı kafayı yedi ...:)
kısaca çiçek böcek gel akşam git gündüz şiirlerini bir kenara bırakılmadan yanayım
o yüzden yazdığınız tüm eserli okuyorum ...ben çok beğendim yüreğinize saglık kaleminiz hep yazsın...

Değerli candostum.
Sağolun varolun. Müsade edin de biraz içimi dökeyim bari size.
Yazdıklarımı sabırla okuyacağınızdan eminim.
Haksızsam veya yanlışım varsa, en sert eleştgiri yapmaktan da çekinmeyim lütfen.
..
Aylardır düşündüm durdum; siteye yazayım mı, yazmayayım mı diye.
Evet çok argo yazdıklarım. Şimdiye kadar bu denli zorlanmamıştım bu şiir kadar hiçbir şiirde, alışkın da değili. Keza; mizacım değildir.
Fakat göz-göre-göre halkın, yetimin, öksüzün, mazlumun parasını çalıp da, sessiz sedasız 4 basit bakan istifasıyla bu işi ört-bas etmeye ve haber yasağı ile hasıraltı eden insan/a/lara ve ardından hiçbirşey olmamış gibi, halkın kafasından çıkartmak ve uyutmak için elinden gelen her ahlaksızlığı yapanlara hiçbirşey olmadı. Gündemlerine aynen devam ettiler, dinden, kardeşlkten, adaletten bahsederek milleti yine uyuttullar.
Böylesi edepsiz alçak yaratıklara aslında yazdıklarım az bile...
Yedikleri hakkın karşılığında onlara, dünyanın en argo söylemleri, en kötü bedduaları, en edepsiz küfürler bile az gelir benim görüşümce.

Gerçeği ve hakikati cahil topluma anlatmanın ne kadar zor olduğunu biliriz hepimiz.
Neden?
-Gerçeklerle yüzleşmek zor gelir, kaçamak arar, süsler püsler yazar /konuşur.
-Karaladığını ve yerdiğini zanneder üç-beş kelimeyle birkaç gün, sonra unutur meseleyi (kaç kişi şu anda bu meseleyi konu yapıyor/yapabiliyor?
-Halk bu tutum içinde olduğu müddetçe daha çoook kazıklar yiyecek eminim. Daha çoook uyutulacak, kandırılacak, avutulacak.

Atalarımız; 'dinsizin hakkından imansız gelir' diye boşuna söylememişler.

Evet; şiiri buraya koyarken, -haklı da olsam- çoğunun hoşuna gitmeyeceğini biliyordum zaten. Ama ben sevilmek için yazmıyorum ki burada. Gerçekleri ve güzellikleri apaçık paylaşmakl için yazoyorum.

Eğer böyle yapmasaydım, vicdanım hiç rahat olmayacaktı.

Diğer yandan, kullandığım kelimelerin tümünü % 99 her insan kullanmakta, ama iş yazmaya gelinde nokta nokta...yahu noktalı olunca çirkef, gül anlamına mı geliyor? Hayır. Eeeeh, neden çekinirizki, Allah kallbimizi zaten biliyor. O halde beyaza beyaz , siyaha siyah demekte ne kusur olur?
Hiç.. ama gel de bunu halka anlat.
-Sevgi kelimesi dilinden düşmez, kaç insan -gerçekten- sever?
-Dostluk aynen öyle, kaç kişi kendinden önce dostunu düşünür?
-Saygı , kardeşlik, yardımlaşma, huzur aynı keza..

Hepsi iş olsun diye yazılır, konuşulur, hayatımızda çooook ender buluruz.
Olcağı da işte gözönünde. Hani huzur, hani sevgi, hani dostluk, kardeşliki yardımlaşma...Hepsi hikaye ve masal.

Uzağa girtmeye gerek yok. Sitenin yazılar bölümüne konulan makalelere bir bakın, durumumuzun rezillini orada göreceksiniz....

Kusura bakmayın, sizin de kafanızı yordum, durup dururken....
Ama ben, insanımın hakkını savunmayı vicdanımın en büyük görevi sayıyorum. Halkımın, öksüzün, yetimin, garibini yoksulun, düşkünün huzuru, adaleti ve hakkı sözkonusu ise, bırakın argo şiir yazmayı, küfürü, sövmeyi...gerektiğin de babam bile olsa kafasını kırmak boynumun borcu....
Başka birşey bilmem...
Bu kadar çok toplumsal sorunumuz varken, buraya güzellik, sevgi ve aşk şiirleri yazmaktan çoğu zaman hicabediyorum inanın.

Rahatsız ettiğim için özür dilerim.

En derin saygı ve selamlarımı iletirim.
Esenlikle kalın, Yaradan'la kalın.

Maalesef ki evet kardeşim. Öyle bir devire gelip çattık ki, HAKKININ HAKKINI HAKKIYLA VERMEYE zorluyorlar insanı. Bil mukabele saygımla.

Duyarlı yüreğiniz varolsun, sağolsun değerli kardeşim.
Tahmin edersiniz ki; argo kavramlar aslında benim kitabımda da yazmaz, ben de yazmam, ama hakedenlerin ağzıyla konuşmak gerekiyor bu devirde.

Saygı ve selamlar