1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1371
Okunma

Dedem dedi hele torun bir su ver;
Saç – sakal beyazda kocamış dedem…
Nice savaş görmüş düşman öldürmüş;
Dünyayı her renge boyamış dedem…
Diyor ki hükmü yok akın, karanın;
Yarısı benim der şu Ankara’nın;
Resmini o yapmış Mona Lisa’nın;
Sandım ki bu yaşta bunamış dedem…
Sanırsın mahalle savaş alanı;
Namlusuz tabanca arta kalanı;
Ömrümde duymadım böyle yalanı;
Kılıcı, kınıyla sınamış dedem…
Anlarmış Lale’den, Sümbülden, gülden;
Tanya’yı, Helga’yı düşürmez dilden;
Yüklenip boşuna sağdan ve soldan;
Askersiz kaleyi kınamış dedem…
Akıl verdi sarışından, esmerden;
Çıkınca dönülmez diyor seferden;
Her kurşun atışta damlayan terden;
Temelden kaç duvar sıvamış dedem…
Salı sandı mübarek gün Cuma’yı;
Almam diyor taze firik kuma’yı;
Fil zannetti belgeselde Puma’yı;
Anladım sonunda kocamış dedem…
Mart ayında kedileri kıskanır;
Gelir gider duvarlara yaslanır;
Çelik olsa yetmişinde paslanır;
Seksene merdiven dayamış dedem…
Ali ALTINLI – 11/11/2015
Saat: 00:21
5.0
100% (3)