2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
936
Okunma
Yaşam farkı mıdır nedir
Eskiden telefon yoktu ne de bilgisayar ve tablet
Siyah beyaz televizyon karşısına toplanırdık komşunun
Kömür sobasının yanındaki hayalimiz
Ön sıralardan yerimizi kapmacalarımız
Dışarda lapa lapa kar kapıdan içeri girerdi
Yüzümüzü kızartan sobanın sıcaklığı
Ne güzel mısır kokusu yayılırdı odaya patlatılan kestane cabası idi
Sarılır sarmalardık battaniye gibi birbirimizi
Uykumuz gelse bile dinledik Türk Müziğimizi
Gülümseme kaplardı gözlerimizi
Sıcaklığında bulurduk huzuru günün yorgunluğu biterdi
Açılan sinema perdesinin ardından gelirdi en güzel nostaljik şarkılar
Ön taraf bizimdi büyükler arkada sıralanır
İstiklal Marşımızla açılır kapanırdı televizyonlarımız
Barış Manço’ nun Domates biber patlıcan müzik eşliğinde
Oysa hiç biri yoktu o an özlem dolu gözlere hitap ederdi sanatçımız
Adile Naşit ve Münir Özkul filmleriyle yoğrulurdu gönlümüz
Ders alırdık turşu kavgalarıyla
Gülme krizine girerdik Kemal Sunal ile Şaban filmleriyle
Okul yoksa tadına doyulmazdı hayatın
Ardından çay kokusu gelirdi karanlık odaya mis gibi
Bütün yorgunluklar giderilirdi gözler gülümser
Tadına doyulmazdı bir Türk filminin
Ardından büyükler masala çoktan başlamış
Yemişler yerdik kurutulmuş ceviz cabası yanında
Sohbet ağız tadında fakat dinlemek mecburdu
O zaman eski tarihlerden anılar gözlerinin önüne gelir
Gözyaşlarını silerdi ellerinin tersiyle sigara dumanında büyüklerimiz
Yaşlılarımız maziden geçer gibi dem vururdu
Bazen korkulu rüyalarımızdı savaşlar canlı birer film gibi
Bazen mutluluğumuz yüzümüze yansırdı
Umutla bakardık yarınlarımıza
Anlatılacak çok şeyler vardı oysa çocuklarımıza
Dağılan bulutsu akşamlarımız
Gamsızdı günlerimiz
Gül dolu bahçelerimiz
Sazın teliyle şarkılarımız türkülerimiz
Yaşamak ve duymak vardı o anları
Şimdi ise özler dururuz
İstiklal marşıyla açılırdı göğe bayrağımız
Sonra yine dikkat sesiyle İstiklal marşımızla kapanırdı televizyonlarımız
Neydi o gençliğimiz
Eski çocukluğumdan kalan anılar
Behçet Bük 1087/7.11.2015
5.0
100% (4)