0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
782
Okunma

Sahafçılar çarşışına uğradım
Hesapsız kitapsız tesadüfen
Aldı götürdü ayaklarım
Aderese teslim bir dükkana
Buyyurun dedi yaşlı sahaf
Ne istemiştiniz?
Gözlüklerinin üzerinden bakarak
AŞK diyebildim titrekçe yutkunarak
Şiir’mi Roman’mı ? dedi gülümseyerek
Fark etmez dedim
Kendimden emin bir edayla
Ama içinde acı hasret ayrılık olmasın dedim
Gülümsedi sırtımı sıvazladı ona sevda denir
sevda yaşanır evlat dedi yazılmaz
Acısız hasretsiz ayrılıksız’da AŞK olmaz
Ne fark var dedim arasında
İkiside aynı duygu değilmi?
Değil evlat dedi bak şimdi iyi dinle
Bir yemeği tadın’da kıvamında pişirsen
O’na sevda denir afiyetle yenir
Ayarını tutturamazsan yakarsan o’na AŞK denir
AŞK sevdanın yanmış halidir
Başımı eğip uzaklaşırken oradan
Sana açlığımı sana susamışiığmı unuttum bir an
Burnuma yanık kokuları geldi acı acı
Bir SEVDA İÇİN yanan iki ömrün
Kıvamını tutturamadığımız yanık bir AŞK’ın
N,H.R.