0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1242
Okunma

Sönmüş bu şehrin lambaları,
Fecir yakın uğulduyor ağaçları,
Kızıllıklar geliyor ağarıyor tan yeri
Geceden taşıdığım yorgunlukları,
Yatakta bırakarak çıktım dışarı,
Sanki bir başka bu günün ışıkları,
Saçılmış Güneşin kıvılcımları
Çöpçüler geceden terk etmiş sokakları,
Cıcık gibi temiz kaldırım taşları
Bambaşka bu gün hayatın tadı,
Erkenden demlemiş çaycı çayları
Göremiyorum soluk yüzlü insanları
Yeni bir nesil gelmiş sanki!
Hayata kurulan pusuları,
Tek tek patlattım seher vakti!...
Öyle bir sessizlik kapladı ki her yanı,
İnsanlar rahat ve sakin yürüyorlardı
Nisan ayının son günleriydi;
Beynim şimşek gibi sorulara dayanamadı,
Patırtı ve gürültü dolu bir hayatı,
O kadar çok özlemişiz ki
Ben de garipsedim böyle bir günü,,
Şöyle bir yokladım çevremdekileri,
Onlarda her şeyden habersiz benim gibi;
Yavaş yavaş Güneş iyice belirdi,
Bu aydınlık tüm gözleri büyüledi,
Yerinden kalkan her kişi,
Bir ihtişamla tepeliyor yolları,
Esnafın elinde simi,
Çekmiş dükkanın önüne kürsiyi,
Bekliyor çaycının gelmesini...
Bu gün bir başka esiyor seher yeli,
Sanki içinde taşıyor müjdeli haberi
Ne zaman anlatacak bilmiyorum ki;
Bu gün bir letafet var içimde
Yoksa ben akşamdan mı kaldım ne(!)
Ahmet Haşim gibi değilim ki,
İple çekeyim akşam vaktini
Dal oynamaz ve kuş uçmazsa
Ben yaşamımdan bir şey anlamam ki,
Benim aşkım gündüze sevdalı,
Bu günde bir başka yakıyor içimi;
Kıpır kıpır oynuyor yüreğimin içi,
Böyle umut dolu bir sevinci,
Neleri satsam alabilirim ki,
Bir simit ve çaydan aldığım lezzeti,
Bu gün bana, rabbim ikram etti!...
28.04.2006/Çengelköy-İst 01.30-02.40
Erol Kekeç
5.0
100% (1)