Gerçek aşk,Dostluk;çoğu kez palavra,
Açar gönüllerde,kangren bir yara,
Yüzüne bakılmaz,düşersen dara,
Çözemedim,çözülmüyor,sultanım,


Kılık düzgün,adamlar;adam değil,
Şehvet prim yapmış, yerlere eğil,
Efkârlıyım , kara bulutlar dağıl,
Çözemedim,çözülmüyor,sultanım..


Güvendiğim dostlar, çelme attılar,
Yarı yolda,başkasına sattılar,
Pişen aşlara hep zehir kattılar,
Çözemedim,çözülmüyor,sultanım,



Darbelerle kırık ,boyun kemiği,
Heba oldu,emekçinin emeği,
Saraylarda olur,türlü yemeği,
Çözemedim,çözülmüyor,sultanım,


Dünya’ya kaptırmış fena kendini,
Kurutmuş hep,can damarı bendini,
Anmaz olmuş ,Yaradan’ın adını,
Çözemedim,çözülmüyor,sultanım,


İçi ,dışı başka renkle açıyor,
Etrafa çok fena koku saçıyor,
Yanından geçeni de hâr yakıyor,
Çözemedim,çözülmüyor,sultanım....


Düşün bir heybene ne koyacaksın,
Haram yediklerini duyacaksın,
Günahların kadar da yanacaksın,
Çözemedim,çözülmüyor,sultanım...


Ekmek isteyene uzansın kolun,
Kâbeye doğru çıksın,doğru yolun,
Durmadan kayıtta,sağın ve solun,
Çözemedim,çözülmüyor,sultanım...


10.03.2008 BURSA