11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1295
Okunma

Gözleri gözümde takılı kaldı
Hasreti kalbimde çakılı kaldı
Atamadım ben gül yüzlü yarimi
Kınası gönlümde yakılı kaldı
Her nereye baksam gül yüzlü bebek
Sanki düş hızıyla uçan kelebek
Işıl ışıl gözler nurdan bir melek
Gönlüm gece düşler yatılı kaldı
Göremem soramam nedir hal hatır
Onu bana tek- bir düşler anlatır
Gövel ördek yüzen kuşlar anlatır
Kurumaz gül suyu kokulu kaldı
Penceremde yağmur inceden ince
Perdelerde tül mü gül gelir önce
Yüreğimde hamur un külden ince
Mayası tuz hasret ekili kaldı
Yoktur aşkına yer-yüzünde örnek
Saçının telleri gül öbek öbek
Çekerim hasreti ölünceye dek
Kurudu dereler çakılı kaldı
Ak güvercin bulut göklere ağdı
Gözüm ıslak gönlüm ateşler sağdı
Görmez mi nazlı yar yoluna yağdı
Boynum sicim sicim bükülü kaldı
Gözleri derin in bulunmaz dibi
Dışım boran tipi içim yaz gibi
Yaylasında esen hep ilkyaz yeli
Göçtüm yolda yüküm dökülü kaldı
Nadide bir çiçek daldır bilinmez
Acısıyla tatlı baldır yenilmez
İnce ipek kumaş şaldır giyilmez
Göğsümde gülleri sokulu kaldı
İçim derin oyuk dipsiz uçurum
Aşkı yakar beni onsuz üşürüm
Çekilmez ayrılık sonsuza göçüm
Taşımda hasreti dikili kaldı
Aktaş uçtu inmek bilmez ki yere
Eridi yüreği delindi yara
O’ndan başka kimse olamaz çare
Dikilmez bu yara sökülü kaldı...
Şaban AKTAŞ
05.03.2004
(*)Her hakkı mahfuzdur.