3
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1342
Okunma

gardaş biliyor musun ben öksüz büyüdüm köyümde
anamdı babamda, beni doyurup büyüten
fakirliğin gözyaşları ile hemhal oldum yaşadıkca
kışın sobada yakacak odunumuz yokken
anam ninniler söyleyerek kucağında ısıttı tenimi
saçlarımda gezindi elleri uykusuz
güneşler doğmadı sabahlarımıza kimseziliğimizde..
soframızda bulamaç sabah kahvaltımızdı bizim
havyarlı sofralar zaten ecnebiydi bize
viskiler boğazın serin sularına baktıkça yudumlanırdı
bir de adına eşitlik, özgürlük falan filan derlerdi
bulgur pilavının yanında içeceğimiz ayrandı
nerdeee pabyon kravat, asiri işlik, jilet takım elbise
urbalarım üç yerinden yamalıydı, pamuçlarım kara lastik!..
ne zaman ölemem gerektiğini beyler karar verirdi
paramız yok ya! ölümü satın alamazdık ki
ver onsekiz bini, birde yandan çarkılı rapor al
sıra sıra dizilsinler gemicikler, paracıklar
anam başıma ve sağ elime kına yakıp yolladı askere
vatan cephesinde nöbet tuttum uykusuz gecelerimde
faişeler, pezevenkler, hainler rahat alem yapsın diye...
bir kızı sevmiştim; şeker mi şeker, yüreğimin prensesi
köyümden ayrılırken bir fotoğrafı koynumda saklı
ölüm kusan zemherilerde baktıkça yüreğimi alevlendiren
aşkına şiirler yazıp, türküler yaktığım gül kokulum
kokulu mektuplarını her gece öpüp okşadığım
Tülay’ım diye sabahlara dek gözlerime perçinlediğim
karasevdamın vuslatına şafaklar saymışlığım vardı benim!..
’Gel tezkere’ türküsünü dinleye dinleye onbeş günüm kalmıştı
yare kavuşmanın hayallerini kurardım umutla
kuş olup uçmak isterdim sevdamın kollarına
buselerimizle mutluluğun adını yazacaktık birlikte
destanlaşacaktık bir ömür yürekten sevmenin hazzı ile
lakin bir akşam vakti görev aşkına kışladan çıktık
kardeş türküler söyleyip giderken asker yodaşlarımla
kahpe tuzaklara yenik dütük, cennetin nurunda şehadet içtik!..
Zafer Direniş
...
11 Eylül 2015 Cuma 21.55 Lahey
5.0
100% (2)