Soytarıya kızar, kralı görmez
Yazarın-çizerin kimi acayip
Kırk kapı gösterir, kendisi girmez
Yazıktır, günahtır, ayıptır ayıp!...

Züğürt tesellisi, avundukları
Menfaat odaklı, savundukları
Çirkin bir mirastır, övündükleri
Yazıktır, günahtır, ayıptır ayıp!...

Yol bozuldu, yolcuları yaralı
Geceler simsiyah, gündüz karalı
Bir memlekettir ki, gülmek paralı
Yazıktır, günahtır, ayıptır ayıp!...

Bu yön çıkmaz sokak, ortada hesap
Tahıl büyükbaşa, küçüğüne sap
Bir güruh uğruna, gönüllü kasap
Yazıktır, günahtır, ayıptır ayıp!...

Suçlu belirlenir, suç uydurulur
Emir büyük, akan sular durulur(!)
Haklı çıkmak için, tezgâh kurulur
Yazıktır, günahtır, ayıptır ayıp!...

Haksız görülmeye, tahammülü yok
Haklı çıkmasa da, alkışçısı çok
Gönülden divane, fikirden uçuk
Yazıktır, günahtır, ayıptır ayıp!...

Aldatana, aldanarak gidersin
Düzenbaza, şahitlik mi edersin?
Dinden nemalanıp, ‘mücahit’ dersin
Yazıktır, günahtır, ayıptır ayıp!...

Ali Rıza Malkoç
10/09/2015, Samsun