Sevmeyi şiar eden gönlün sıkıntıdaysa,
Dünya senin olsa ne yazar.
Rahmani muhabbetler gerektiği gibi yaşanmıyorsa,
Şeytani muhabbetler dünyayı eder sana dar.

Sevmeyi şiar eden gönlün hastaysa,
Varlıklar içinde yoklukları yaşarsın.
Aşkın ormanlarını sulayan pınarların durgun akıyorsa,
En manidar sevdalardan bile son sürat kaçarsın.

Sevmeyi şiar eden gönlün kalmışsa bir başına,
İki yakan bir araya gelmez şaşırırsın kıbleni.
Acımasız zalim felek acımıyorsa didelerinden dökülen yaşına,
Gördükçe üzülürsün birbirlerini canı gönülden seveni.

Sevmeyi şiar eden gönlün bağlıyorsa karaları,
Azalır gün be gün gözlerinde fer dizlerinde takat.
Sevilenin bir tatlı tebessümü iyileştirmiyorsa yaraları,
Vurulur ha bire tokat üstüne tokat.

Sevmeyi şiar eden gönlün yar visali ile yanıp tutuşuyorsa,
Hasret kalırsın şirin uykulara.
Gönül bahçende bülbüller yerine saksağanlar ötüşüyorsa,
Hayatın alt üst olur düşersin en dipsiz kuyulara.

Sevmeyi şiar eden gönlün sevgiliye en manidar mektupları yazıyorsa,
Mürekkep dayanmaz kalemler aşka gelir.
Bir anlık yar firakında sevenin sevdalı gözleri için için yaşarıyorsa,
Vuslat bir önce olsun diye, yâre giden yolların meşakkati, sevene çok zevk verir.

31/ Ağustos/ 2015