1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1155
Okunma
bir kaç yudum aldığımızda acıdan,
kanımızdan bir kaç damla
eksildiğinde hükmümüz bu şehrin ışıklarından,
kokusuna analık edemeyen tenimizin
eridiği, bittiği yere ne çok adımla,
ayakla koşarak ve uçarak,
dokunmak için bir dilekçe bakışım,
dilimizdeki melodi irtifa kaybetmeye başlamadan
şaşır ve bana rastla, birden bire çık karşıma,
yıkmaya gel beni, bütün ışıkları sönsün evlerin,
sahiden mi demeliyim? bu kez isabet etsin,
kırılsın tutunduğum son dal.
başımıza bir iş açacak karanlık, hüzünlenmessek,
polislerden kaçacağız, herkesden kaçacağız,
bu kez mesele gerçekten benim meselem olacak,
bir delik bulup gir oraya, elimden nice tutacaksın,
belli ki atmosferden çıkmamız zor olacak,
iyisimi bir yağmur ısmarlamalısın,
bize yeni bir renk sunduğu,
ceketimi ıslatacak saçınıda ıslatsın,
ellerimin titremesini yıkasın.
.........
bir sus, gittiler mi?
bir sus, sen neyi soruyorsun?
bekle sabah olsun,
anlatacaksın kim olduğunu.
Selcan Adalı 06.03.08