Hele bak zümrüt gözlüm dinle bir yol sözümü
Ölüm hak yollar çetin bitmek bilmez sancı var
Gerçeklerden ola ki çevirsem de yüzümü
Yürüdüğümüz yolun bazen de utancı var

Nefes alıp verdikçe bu hayatta can cazım
Ara sıra da olsa gelgitler yaşanacak
İnsanız arkamızda dayanacak el lazım
Öyle badireler var gücümüzü aşacak

Besleniyor duygular özlem semizliğinde
Bir araya gelmeden iki nehrin yakası
Çitilenmiş bakışlar aşkın temizliğinde
Bundan daha ötesi varla yokun takası

Hele aç bir bağrımı al benekler sıralı
Kaçıncı mevsim böyle kaçıncı gonk vuruşu
İki gönül bir sevda ikisi de çıralı
Hangi fırtına yıkar böyle asil duruşu

Kapımızı çalsa da bir ayrılık bir ölüm
Ruhumuzdaki sevda gider bizle kabir’e
Arkası yarınlara devrederken çok bölüm
İçimizdeki tutku sığmaz söze tabire

Gelse sapsarı hazan olsa yaprak dökümü
Türap da anaç olur çürüyen her bir yaprak
Baharda filizlenir yaprakların sökümü
Bereketli hasada hazırlanır pak toprak

İşte böyle bir tanem gün güne devran olur
Sanma ki bu sevdamız beyhude boştan yere
Kül olsa bedenimiz zerreye yaren olur
Güneşe selam duran leylak olur bin kere

03.08.2015 Kütahya