0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
778
Okunma

ne sevmeyi bildik ne sevinmeyi
acı pınarından doldu hep testimiz
gözü yaşlı analar büyüttü bebelerimizi
ne gülmeyi bildik ne güldürmeyi
erkeklik saydık yontulmuş taş duruşu
göz pınarlarına gizli indi şefkat ceylanları
dövmeyi ve dövüşmeyi yarıştırdık ölümüne
ne çiçek vermeyi bildik ne yetiştirmeyi
başımızın üzerinde bir gökyüzü vardı sonsuz mavi
üç tarafı denizlerle çevrili bir cennet ülke
bir gökkuşağı zenginliği dokunurdu tezgâhlarımızda
tarihin ve kültürün biriktirdiği
bir gömü üstünde oturuyorduk ama aymazdık
ölmek ve öldürmek üstüne kuruldu bütün tuzaklar
ya genetik kodlarımız sorgulandı ya inancımız
bizi birbirimize düşürdü düşmanlıklar
ne bilmeyi bildik ne bilmenin önemini