10
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2240
Okunma
Gözlerimi sende actım.
Hayatın yokuşlarını seninle arşınladım.
Bir içim su gibi, aktın gönlüme,
Güzelliklerini seyretmeye doyamıyorum.
Sen terk etmediğim sevdâmsın İstanbul!
Sende saklı sırlarımız, anılarımız...
Baruthâne Çayır’ından dolunayı seyrettim doya doya...
Bâhçe-i Göksü deresinde sandal sefasıyla râksettim.
Sevmenin hazzını, ayrılığın hüznünü seninle yaşadım.
Sen terk etmediğim sevdâmsın İstanbul!
Boğaz’dan eser poyraz vurur damlarına...
Nazlı nazlı süzülür martılar Bebek koylarına,
Erguvan kokusu gelir bülbül yuvası âşıyan’dan,
Nisan yağmurları gibi, deli dolu sevdâ yüklüsün.
Sen terk etmediğim sevdâmsın İstanbul!
Kâlender Tepesinden ihtişamını seyre daldım...
Necip Fâzıl’ın kaldırımlar şiirini mırıldadım papatyalara,
Gözyaşlarımı tutamadım esti rüzgâr, okşadı yüzümü...
Güzelliğin büyüledi beni tutuklu kaldın yüreğimde,
Sen terk etmediğim sevdâmsın Istanbul!
Hiç bir şey güzel değil senin kadar...
Muhteşem sarâyların, Cumbalı konâkların,
Târih kokan sokakların...
Semâ ya yükselen gül minarelerin daha nicelerin...
Toprak Ana gibi, cömertsin bereketli toprağımsın,
Sen ter ketmediğim sevdâmsın Istanbul!
Safure Kalafat
3o.1o.2oo6
5.0
100% (1)