3
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
2630
Okunma

-Kardelenlerin Destanı-
Bu destanın hikayesi: Sarıkamış Ağıtı Türkiye çapında ünlüdür. Kimler söylemedi ki bu ağıdı. Avşar Ozan besteledi onu. Ardından Merhum Aşık İmami, sonra Gülahmet Yiğit, Musa Eroğlu ve daha niceleri. Ağıtı yakan Zalha Hatun aslen Andırın ilçesinin Çiçekli Mahallesi’ndendir. Avşar gelinidir. Üçü kız dokuzu erkek tam 12 çocuk anasıdır. 1860’lı yıllarda iskan kanunu çıkınca Zalha Hatun sülalesinin bir kısmıyla birlikte günümüzdeki adıyla Pınarbaşı’na (o zaman ki adıyla Aziziye) yerleşir. Adı ağıtta da geçen kızı Eşe Hatun Andırın ilçesinin Alınoluk Mahallesi’nin Fakılar Obası’na gelin gelir ve 1980’li yılların başında 106 yaşında iken vefat eder. Zalha Hatun’un dokuz oğlundan sekizi cephelere gider ve geri dönmezler. Topal olduğu için askere alınmayan bir oğlu ve 3 kızı vardır elinin değneği. Sarıkamış ağıtının 12 kıtasını 2013 yılında 90 yaşında vefat eden ninemden derledim. Annemin annesi Emiş Garı, Eşe Hatun’un kapı komşusu idi. Bu ağıtın sözlerini farklı bir sunumla paylaşmak istiyorum. Emiş Garı’dan kaydettiğim,
Buyurun Kardelenlerin Destanından bir yaprak aralamaya
I
1914 yılının son çeyreği
Kız Kulesi önünden Sivastopol önlerine
Gemiler peş peşe geçip gittiler
Bir de onların peşlerinden
Denizlerin sokak çocukları çığlık attılar
Çakallar ulur olmuştu memleketin bağrında
Değneksiz gezdirilemezlerdi ya köpeksiz köylerde
Sonrası malum
Tam tamına yüz yirmi iki bin vatan evladı
“Vatan sevgisi imandandır” dediler
Bıraktılar tarla tapanı
Boy attılar sıra sıra dağlarda, gediklerde, geçitlerde
Arkalarında da yağmurun yapraktan kayışı gibi
Kirpikleri ıslak iki büyük nimet bıraktılar
Her şey güzeldi ilkin
Bölükler, taburlar, alaylar, tümenler ve de dahi kolordular
Demir attılar, mana kattılar vatan topraklarına
Lakin gün geldi kör olası çığlar
Islık değil de sanki sura üflediler
Allahuekber Dağları’nda
II
Zifiri gecelerde ay ışığı vururdu düşlerine
Bir de nimetlerin özlemi
Dağların keskin ayazı ürkütürdü
Bir de potinlerinin rengiyle özdeş bulutlar
Hiç olmadığı kadar onları korkuturdu
Döşekleri kara topraktı, yorganlarıysa beyaz kar
Kardelen çiçeklerinin
Malum oldu halleri iki büyük nimetlerine
Ortak bir ağıt oldular Anadolu’da
On iki çocuklu Avşar kadını Zalha Ana’nın dilinden
Sarıkamış Altınbulak
Soğanlı’yı biz ne bilek
Bizim uşak gökçek gezer
Ağca zıbın, gara yelek
Bizim uşak gökçek gezer
İşliğinde gara yelek
Yüzbaşılar, binbaşılar
Tabur taburu garşılar
Yağmur yağap gün değence
Yatan şehitler ışılar
Sivas’tan, Sarıkamış’tan
Yatamıyom gara düşten
Hasdam zayıf arabacı
Ağır endirin enişden
III
Pusatsız ve pusulasızdı “sallanırken” gövdeleri
Bir beden dar gelirdi Firdevs bahçeleri, mecalsiz bedenlerine
En görkemli elbiseleri sırtlarındaydı
Merhaba derlerken tarifeli seferlerine
Yaprakları sularda nilüfer edasıyla
Tanyeli üşütürdü kardelen çiçeklerini
Ezelden verilmişti onlara
Aşkın kitabını yazma görevi
Analara da okumak düştü bunu
Gadasın aldığım Eşe
Tekerim dayandı daşa
Seferiberligi durdurun
Elin’öpem Enver Paşa
İbrişimin gozaları
Battı Avşar gazaları
Sarıkamış’ta gırıldı
Gonca gülün tezeleri
Adam’olan herg ediyor
Olmayannar terg ediyor
Hangı eve vardımısa
Gelinner çifde gediyor
IV
Düşlerini vatanla süslemiş göçmen kuşları gibiydiler!
Çırpınıp durdular zulmeti söndürürken
Habersizdiler başlarına geleceklerden
Dağların eteğinde, kışlar çok uzundu
Sabun kokulu serin uykular düşlediler
Kağnı sesleri, kaval sesleri
Nal sesleri ve kırbaç şaklaması
Gezerken üzerlerinde
Yürekleri nasıl dağlamasın dı Kardelenlere ağıtlar?
Aziziye baba yurdum
Kafkaslara tabya kurdum
Benim gorkum Ruslar değil
Gara gışa gurban verdim
Sarıkamış ne aralı
Kim’ölmüş kimi yaralı
Bunu duymuş var m’ola
Yalan dünya gurulalı
Boz Omar’ım, Ağ Muradım
Yıradım oğlum yıradım
Dokuz oğlan anasıyım
Elden orakçı aradım
V
Çiçekleri saksılarda okşadınız hep sizler
Kardelen çiçeklerini tablolarda sevdiniz
Oysa kardelen çiçeklerinin yükü
Üç asırlık mağara uykusundan daha ağırdı
Kulaklarına perde vurulmadan direndiler ayaza
Sağa sola dönderilmeden direndiler beyaza
Sahi siz hiç topraklarda kundaklanan
Kardelenleri gördünüz mü?
Siz hiç onların hakkını verdiniz mi?
Siz hiç el açıp ortak oldunuz mu şu sese
Elif bekar, Cennet bekar
Acemim talime çıkar
Dört oğlum sefer ağzında
Topalım kahrımı çeker
Böyle uzun dal mı olur
Şöyle çürük gol mu olur?
Her obada, her ocakta
Yedi gelin dul mu olur?
Uşak geder sürüyünen
Esger galkar boruyunan
Hangı eve vardımısa
Bir gelin var karıyınan
Size iman, size sevgi, size devlet getirdim
Dostlar Kardelenler ülkesinden
Soldurmayın lütfen onları
Sızlatmayalım kemiklerini
Ruhları şad olsun
Celil ÇINKIR - DELİBAL
5.0
100% (9)