10
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1957
Okunma

Her gece
yüreklere
bir şiir ırmağı dökülür
bir mavi dize
Sevdalı bir ayışığı
dalgalarla boğuşur
kavuşamaz denize
Ay gidince
yıldızlar da gider
öksüz kalır limanlarda gemiler
bir sızı düşer gedize
iner gökyüzü
damla
damla
dize
dize
Gün sendeler
gül
su
ateş
ve kül
şiir olur dökülür kirpiğinde
kanadı kırık bir martının
ağlama duygusuyla ıslanır kıyılar
Ay suskunlaşır incinmiş dalgalarda
hüzün veren eski anılar gibi suskunlaşır
ay ki, incinmiş gecelerin yalnız kalbi
altın renkli denizlerde kederi bekler her gece
Ne zaman alıp başımı gitmek istesem
bir yağmur damlası düşer yüreğime
denizde dalga olurum
dalgada martı
açarım kanatlarımı uçamam
Ne zaman alıp başımı gitmek istesem
ayrılıklar vurur beni.
gözlerim ufuklara,
yüreğim hasretlere kelepçelenir.
dudaklarımda kanayan şiirler
ve bozguna uğramış bir düş bahçesi hüznü ile
hicran boylarında kalır duygularım
Yel ne bilsin ki,
bir yaprağın ürperişinde yüreğim
sel ne bilsin ki,
kar yağdıkça kış,
yağmur yağdıkça göz’üm…
ay ışığıyla yıkayıp ruhumu
sulara bıraktığımı her gece sevgimi …
El ne bilsin ki,
sevgi soyundan olduğumu
kin kokan bir dünyada hüzünlendiğimi
kalbime koyup ay güzelliğini her gece
bağrıma basıp yalnızlığımı
sarılıp uyuduğumu incecik bir sızıya…
Yolunu yitirmiş yorgun bir gezgin gibi
hep yalnızlıklara çıktı yolum, uçurumlara
göğsümde sakladığım kırılgan düşlerle
aynaların küstüğü yerdeyim şimdi
ay’ın üşüdüğü yerde
avuç avuç hüzün topluyor yüreğim
ah! nasıl güleyim ayışığım
sarıyıldızım
nazlı kızım
şimdi gam vaktidir
gam vakti…
Nuri Can
5.0
100% (1)