17
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
2008
Okunma

Berkin Elvan (5 Ocak 1999 - 11 Mart 2014; Okmeydanı, İstanbul), Taksim Gezi Parkı protestoları sırasında, 16 Haziran 2013 tarihinde, polis tarafından atılan göz yaşartıcı gaz kapsülünün başına isabet etmesi üzerine, aylarca komada kaldıktan sonra hayatını kaybeden Türk vatandaşı. Elvan’ın ailesi olayın ekmek almaya giderken yaşandığını söylemiş, bazı haberlerde de olayın bu şekilde gerçekleştiği belirtilmiştir. Bazı kaynaklarda ise Berkin Elvan’ın gezi parkı eylemlerine bizzat katıldığı ve olayın eylem sırasında yaşandığı belirtilmektedir. Olayın ardından Türkiye ve dünyanın çeşitli şehirlerinde protestolar düzenlendi.
Bir Berkin Elvan çocuk ölmekte İstanbul’da, tanıyorum
Ondört yaşında bir çocuk, yani bir evlat.
Annesi ekmek almaya yollamış bakkala,
Faşist bir polisin silahıyla vurulabileceğini bile bile,
Acı çekmekte ölürken, biliyorum,
annemin sözünü tamam edemedim diye…
Bir Berkin Elvan çocuk ölmekte İstanbul’da, tanıyorum
Ondört yaşında bir çocuk, yani bir evlat
Acı çektiğini göremesem de,
ağladığını görebilmekteyim
seven yüreklerin onun için akıttığı göz yaşlarında…
Bir Berkin Elvan çocuk ölmekte İstanbul’da, tanıyorum
Ondört yaşında bir çocuk, yani bir evlat.
Öleceğini nasıl da kanıksamış,
tavanda takılmış gözleri.
Farkındalar ölümün,
Bunun için küfretmekteler karanlığa
Berkin Elvan, pırıl pırıl gözleriyle ülkesine bakmakta,
Ona olan borcumuzu ödeyeceğimizi bile bile…
HAZİRAN 2013 olaylarının 2.yıldönümünde son kez öğlen uykusuna yatırılan (öldürülen) gençlerimizin anısına yazılmıştır...
kemal paracikoglu (kemnur)
bakımsız bir meryemana sarılır gök yüzünden boynuna,
sonsuzluk ölümle cenabetleşmiş bir kıtlık
uzaklaşmayı düşünürken zorunlu bir seferberlikle,
beklentileri yollara uzatarak boylu boyunca,
sebepsizce katledilmiş kimsesizlik yazılmış alnının ortasına
jargonu sövgüden ibaret bir faşist kurşunuyla.
şaibe altında son siesta...
sıvaşır manzara siluetine al/akışkan intizar
artık kaç kaçabildiğin kadar vicdanınla barışık
Son bir kavga için bizim hazırlıklarımız tamam...
derk ederiz gerçeği
alternatifsiz abesle iştigalinizde...
====
(dar ağacının ipi bir sarmaşık dalı gibi boynuna dolanır) ,
(o an bir ölümcül bekleyişin sonsuzluğu)
(geleceği kurtarmak için savaşırken)
(geleceğe dair her hayal tükenir)
(sebebsiz ölümler sahipsiz bırakılır)
(kötü niyetli bir katilin kurşunuyla)
(şaibeli bir ölümde)
(dökülen kan kaplar ortalığı)
(faili meçhul cinayeti işleyen bulunamaz)
(bu düzeni yıkacağız) ,
(anlatacağız gerçeği)
(bilinçsiz halka)
ecel bu,
bakımsız bir meryemana sarılır gök yüzünden boynuna,
sonsuzluk ölümle cebelleşmiş bir kıtlık,
uzaklaşmayı düşünürken zorunlu bir seferberlikle
beklentileri yollara uzatarak boylu boyunca...
sebepsizce katledilmiş kimsesizlik yazılmış alnının ortasına
jargonu sövgüden ibaret bir faşist kurşunuyla.
şaibe altında son siesta...
sıvaşır manzara siluetine al/akışkan intizar
artık kaç kaçabildiğin kadar vicdanınla barışık
Son bir kavga için bizim hazırlıklarımız tamam...
derk ederiz gerçeği,
alternatifsiz abesle iştigalinizde...
ecel bu,
hepimiz yaşama özlem duyan barış elçileriyiz
her savurduğumuz feryat,
arkamızdan seğirten bir umut...
derk ederiz gerçeği,
gerçeklerimizde vatan aşkı,
seçeneksiz hezeyan altında, anında
yeniyetme varlığımız çırpınır yüreğimizde
gölgeniz azalır sokaklarımızda
bir serseri patlama sahibini şaşırır
zannedersem seyelân,
kıble başımızın ucu,
ceplerimizde işlenmemiş günahlar
gayya kokularıyla son siesta...
sonrası buharlaşmış buz kalıbında yansıma
serap defterinde kurutulmuş çiçek kokusu,
gönül tellerine dokunmuşum ya,
parmak uçlarında bataklık gülünden nasır...
derk edersin gerçeği,
mütenavip absürt mütalâayla,
yüzkarası töhmetlerle son siesta...
ecel bu,
yoldadır sanırım, rüzgarın okşadığı perçem
çıkmaz sokağın müdavimi,
hicretimin son durağında bekler,
serkeş bacaklarımın attığı adımların,
anımsamadığım hangi revişi
canın, cananına sunusu kaç mevsim
recim edilmemde ağrılı kinaye taşı
belirtilen karar, bu son siesta...
son siesta bu, uyanmak yasak
Kemal Paracıkoğlu
Sarımsaklı, 16.06.2015
5.0
100% (24)