24
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
2580
Okunma

Kuzine ateşinde sıcak patatesler olurdu,
gaz lambalarımızla sıcacık sevgiler ışıtırdık.
Sıcacık sevgilerdi yüreklerimizi dolduran...
Beyaz yalanlarımız vardı, ütopyalarımız vardı.
Bembeyaz karlar konardı zeytin dallarımıza.
Kardan adamlarımız vardı.
Her yalanlarında havuç gibi uzardı burunları,
Kömür karası gözleri sevgiyle bakardı.
Her çocuğa, her kuşa, sevgiyle gülümserlerdi...
Ne mahçup kızlardık heyecanlı,
Ne mahçup oğlanlardık delidolu...
Birbirimizi ne güzel severdik haddimizi aşmadan.
Utanırdık, bembeyaz kesilirdik sevdikçe;
Sevmeyi bilmeyenler çekemezdi sevdamızı...
Sen, yaşamıma soktuğum ilk ve son gürlüğümdün
Dünyama giren dirlik,
Bedenimi büyütecek umudumdun.
Geçmiştin, gelecektin, o anki muhabbettin...
Göz açıp kapatana kadar geçiverdi seneler.
Serpildikçe delişmen renkler sardı dünyamızı, kokular sardı.
Sevda goncam açtıkça sığdıramadın yüreğine...
Karakışta yaktın da gittin canımı.
Kar beyazı ölümlere direndim.
Gönlümde hasretinle suladım köklerini sevdamın.
Büyüttüm tahammülle.
Sen ise, bir kış daha dönmedin işte!
Dönmedin...
Bütün hayallerin unutulduğu bu mevsimde,
bembeyaz dön, gel ve topraklarıma serpelen...
Umut ışıklarımı saklamalısın ak koynunda karanlıktan.
Emrivaki yapıyorum sanma sakın,
bu, bir emrivaki değil.
Dönmezsen kuruyacağım, yok olacağım.
Artık, hiç bir baharda çiçeklerim açmayacak,
güneş yüzlü çocuklar bir daha çiçek koklayamayacak...
Bunu bil istedim!
5.0
100% (25)