"Adam gibi" doğru sevdalar arıyordunuz
Turnayı tam gözünden vurmak peşinde ...
Olmayınca, aza râzı oldunuz
Siz seven,
karşı taraf sevilen olacaktı şimdi de
Karşı taraf fark etmedi sevginizi,
Fark etmezden geldi belki de
O sizin için dünyalar demekti ama
Siz birşey ifade etmiyordunuz ona
Sizi kaybetmek onun için muhim değildi
Yazık, kaybetti sizi ...

Kalbiniz kırık bir halde,
Biraz daha aza râzı oldunuz.
Siz sevilen, karşı taraf seven olacaktı artık
Seven birini beklediniz yıllarca
Ona tüm kalbinizi verecektiniz
Biri sevdi ama
Ona layık olduğu ilgiyi gösteremediniz bir türlü
En sonunda ikiniz de mutsuz oldunuz
Bu da olmadı,
Tövbe ettiniz sevdaya

Dostlarınız olacaktı sadece
Fazla olmasa da,
Birkaç tane yeter dediniz, bana.
Sizi hiç yarı yolda bırakmasın
Kelle koltukrta dolaşmasa da
Size değer versin yeter.
Gerçek dost olmayanlar elendi ilkin,
Ufak bir rüzgarla.
Bazılarıysa direndi fırtınalara ...
Ama en sonunda,
Kalanlar da ev bark sahibi olunca,
Kesildi ilişkiniz.
Nihayet
Dostları da ele çevirdi zaman.
İstekleriniz den bir bir vazgeçtiniz ...

Aza râzı oldunuz yine;
Harabe alanındaki yürek yeni sevdalar alamazdı zaten,
Yeni dostlar, ancak yeni kalp kırıkları demekti ...
Ama insanlıktan vazgeçmezdiniz asla,
Doğru dürüst davrandınız çevrenizi saran insanlara.
Tokalaşmalar, bayram tebrikleri ...
Siz selam veren, karşı taraf alan oldu hep.

Karşılık göremeyince yine aza râzı oldunuz;
Bu menfaatler dünyasında,
Bu boş vaatler dünyasında,
Bir saf siz miydiniz yoksa ?
Size selam verene, selam verir oldunuz artık.

En sonunda siz de | k a r ş ı | t a r a f | oldunuz,
Tebrikler sonunda siz de
Sisteme ayak uydurdunuz.

"Ancak düş kuranlar düş kırıklığı yaşar"
demiş bir zat ...

Ne hacet yaşamak, düşü olmayana,
Duası olmayana, Tanrı n’etsin peki ?
Gönül neye yarar, sevda olmayınca,
Kalbi sıcak olmayanı, ateş ısıtabilir mi ?
Dost neye yarar, vefa olmayınca ...

Düşlerden, Tanrıdan, vefadan,
Dostlardan ve sevdadan vazgeçmeyin.