1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1175
Okunma
Zümrüdü Anka’nın sırtında yolculuk
Devran sürme vakti yukarılarda dik burun
Unuttu geçmişini yaldızlı parlak, Holiwudumsu bir hayat
Eline geçmişse sonsuza değin kalıcı değil bu saltanat
Heyhat! gel de anlat!
Her teori harabat...
Kışın çiğlerinden kalma sözler iç bayar
O ahkam keser okur kendine göre her ayar
Başkalarını görmez hatta bile yok sayar
sürme çeker gözlere bal çalar dimağlara
Yahu bu bizim tezgah kaptan bizi kayırır
Saçlarından bitleri ayıklar da ayıklar
Kimi zaman nutkumu ayakta da alkışlar
Aksırana kadar ye hatta tıksırana kadar
Biz bile şaşkınız bak bu ivmeye yok cevap
Girdabında boğulma baş olduysa ayaklar
Sana ne demek lazım doğrular yalnız ağlar
Kıvrılıp ta bükülme dikizliyor aynalar
Ayakta ölür diyor onuruyla ağaçlar
Bize hak veren var mı yazılır mı hiç cevap
Sesimizi kısarlar hakir hor hatta türap
Seni senden uzağa atan bir garip serap
Sustu neden konuşmaz hayat sunan o hitap
Şimdi dinle vicdanı zindanından çıkar da
Sağır olma mazluma kalbini de bir yokla
Girdiğin yollarda ki her günahı unutup
Gömdün başını kuma mahşeri uzak sanıp
Gel in şu bulutlardan baki değil bu hayat
Faniden Rabbe giden amelden başka ne var
Kefeniyle gittiler kaftanları çıkarıp..
AYŞE CİPLİOĞLU KAŞ
5.0
100% (6)