0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
739
Okunma
Ne zaman çocukluğuna dokunsa
ruhun,dudaklarının arasında "gitmeliyim!"
kelimesini sana fısıldatan birboşluk kalsın
geride.Ah sevgilim şarkılar söylerdin ya,Yine
kulağıma fısıltılarla şarkılar söyleseydin...Ama
yoksun işte hayatta, yoksun...Ve geri
dönmeyeceksin bu dönülmez yoldan be
sevgilim...
Biliyorum, bir yalanın gerçeğe en yakın
halinde sevdik birbirimizi. Aşkın imkansızlığına inat
beklemeleri sevdik biz. Yan yana gelmemiş iki
kelimenin oluşturduğu sevda cümlesiydik biz
seninle. Aşkımızı kırık belli noktalarla son vermeyi
değil; virgüllerle yaşatmayı sevdik. Sırtları
birbirlerinin sırtına hiç yaslanmamış iki çınar
ağacının toprağın altındaki kökleriyle konuşması
gibi biz seninle imkansızlığın bir avuç güneşinde
sevdik birbirimizi.
Yalnızlığın hediyesini alan
yüreğimde nice birikmiş kelimelerim var oysa.
Ama dilim sana lâl, gözlerim hicranını taşıyan son
sal..Kozasından yeni çıkmış ipekböceği gibi
yalnızlığı taşımakta acemiyim, hüzne boyalı
yüzümle yokluğunda hep ölüme gebeyim... Ben
bu halimle hep acıların en delikanlı hamalıyım,
sana söz taşırım devasa yalnızlığını. Ne
olurlaranlıklarınla örtme üstümü giderken . Ve
giderken söyleme ne olur . Gerçi biliyorum
söylemediklerini. Evet ben ömür boyu yalnızlığına
yamalıyım...
Çirkin Postacı YakupHan Ulu
5.0
100% (1)