Sabahın beşi,
Demliğimde çay fokur fokur
Bardağımda damlalar oluk oluk,
Simidimde yanımda,
Bakıyorum sessizce,
Buğulu soğuk sabah güneşine,

Derin bir nefes,
Derin bir yalnızlık,
Ancak çaycının sesi,
Uyanıyorum,
Kapıdan biri girdi,
Kahverengi eski bir pantolon,
Kahverengi ve beyaz solgun bir gömlek,
Üstünde paltosu,
Sanki yılların yorgunluğu çökmüş üstüne,
Gözlerindeki bakış ve yüzünün beklentisizliğiyle,
Bir anda geçti önümden,
Sanki o genç, ben yaşlıyım,
Anımsıyorum dediğini bizim ihtiyarın
’Hissetiğin kadar gençsindir diye!’
Bir selam çaktı, ’Selamlar dostlar’
’Bana bir çay’ fısıltısıyla!
Karşı masada oturdu sesSizce,
Bakışları camda,
Çayının beklentisiyle....

Geldi çayı, suskundu dili,
Ama gözlerinde hayat,
İşte ben buradayım,
Yıkılmadım,
Soğuklar,fırtınalar koptuda,
Usanmadım diye,
Bir yudum aldı,
Bir derin nefes,
Gözleri buğulu camda,
Uzaklara bakıyor sessizce,
Gözlerim onda,
Konuşur beklentisiyle,

Eğdi kafasına, geriye yaslandı,
Çaycıya baktı, sonra bana,
Dedi’’ Çay hayat gibi sıcak değil mi?’’