5
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
806
Okunma
Gürültüler
Gürültüler, gürültüler
Kulaklarım bir içgüdümle korkularınızı alıyor
Kendini dinlemekten sessizliğin
Kendini bilmekten doymuşum en hıncına
Hüznüm dünden yeni
Bugünden melek-vari
Acının rengi gibi yalancı
Aklıma düşüp kısır devirlerimden akıyor
Yine de ağlayamıyorum eskisi gibi
Yazacaklarım yaşayacaklarıma kefil oluyor bazen
Canım yenileniyor
Can sıkıcı deği l mi?
Ölüme emekleyip nişine nişine yürüyorum
Çocuk yanından sev beni
Büyütüp büyütüp kırk yerimden soluklaşma diye
“Senin, kalp gözün açık” diyorlar
İnanıyorum..
Tanrım! ermiş olmam lâzım gerekmez mi?
Haberim yok,
Acaba şu sarmanın dumanında mı kanatlarım?
Bulutlanırım belki bir ara
Dillerimden anlayınca konuşurlar benimle
Olur ya ben de onlardan bir kapakçığım
Sonuç delinirse ne çıkar
’Doğru olsan ok gibi yabana atarlar,
eğri olsan yay gibi elde tutarlar...’
Yağmalıyorum kendimce
Vicdanları ne yaban
Ne acı
En tiksinci
Hayata karşı sadece kendine
Doğru
Suçluca
Erindiğimin işaretidir belki de ondan
Korkularıyla toprak paklar beni
Saklanırsam huzuruna bulamazlar
Görünürsem anamın rahminden,
Mezarlığına döneceğim
“Ağlamalı” ve gürültülü
-Ve kendim için bir dilek tutacağım -
(Çok fena...)