35’NCİ DİZE, 35’NCİ ÇERÇEVE


-Ğ-öğe ağdı çığlıklarım, viran oldu gönlümde ba-ğ-
-Ö-zlemlerim dağ gibi yâr, alfabemde özeldir –ö-
-Ğ-izlermiyim hiç sevdamı, Ulu düz’e kurdum ota-ğ-
-E-llerimle çekiyorum, hilalimi ben gönler-e-

-A-yçura’m bekliyor beni, üzgün müdür siridery-a-
-Ğ-ökçe çiçek yamaçlarda, şırıl şırıl akıyor ça-y-
-D-edem korkut anlatıyor, düşmanlarla yapmış ciha-d-
-I-slanıyor bak gözlerim, geçmişini iyi tan-ı-

-Ç-ağlamalı kar suları, susuz bir şey olur mu hi-ç-
-I-ssız olur gece dağlar, börteçine ulur baz-ı-
-Ğ-ök bayrağım, al bayrağım, şahit aşka şu Tanrı da-ğ-
-L-ayıkiyle sahip çıkıp, Turan ile olsun hem hâ-l-
-I-ışık vursun hulin dağa, bu sevdanın güzel yan-ı-
-K-ızıl elma derdim benim, doktirinim dokuz ışı-k-
-L-alezâr da hilal açmış, üç ok, boz ok, tam altı da-l-
-A-lyaylardan yükselen ses, yankılansın alsın man-a-
-R-ebaplarda tel inliyor, hazılansın yâr bahadı-r-
-I-slık çalsa bile rüzgar, terk eylemez kılıç kın-ı-
-M-etaneti var yüreğin, yürü diyor oğuz ata-m-

-V-ey de kaldı ümitlerim, Kürşat gibi bir koca de-v-
-İ-çin için yanan benim, kimi anlatayım kim-i
-R-ana olur gözlerime , Taklamakan da ki kumla-r-
-A-yaz vursa yüreğime, benim ata yurdum hal-a-
-N-ida gelir, atalardan, toprak verilmez ölmede-n-

-O-zanlarım, ey beylerim, fermanları ettim rul-o-
-L-izge gibi koynumdalar, yazılanı bilmeli ku-l-
-D-oğu Göktürk zordadır can,yaRâb senden ancak mede-d-
-U-zak doğu, yakın doğu, düşman zaten bize çoğ-u-

-G-üvercinler kanat çırpar, aral göle, kondular ba-k-
-Ö-ğle sıcağında gölde, harflerimin güzeli –ö-
-N-asıl anlatayım ey yâr, vaz geçemem kızıl gülde-n-
-L-ülelenmiş saçlarıyla, peri desem peri deği-l-
-Ü-mit varım Turan elden, çoktan aştık bizler dün-ü-
-M-averaünnehir dertli, üç tuğ ister benden her de-m-
-D-ualarım TÜRK BİRLİĞİ , dileğimdir evvel ebe-d-
-E-sra olmalı bu birlik, doğmalıyız yeni gün-e-

-B-u çağrılar Türk olana, ne yazık ki yok muhata-b-
-A-ğlar daha uzun yıllar, gardaş yar olmaz gardaş-a
-Ğ-öğe ağdı çığlıklarım, viran oldu gönlümde ba-ğ

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ

ESRA: En çabuk, çok çabuk