0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1786
Okunma

Düştüm aşk çölüne yandımda yandım
hasret hançeriyle bağrımı yardım
dolandım dünyayı dermân aradım
dermansız derdimin dermanı sende
hükmümün biçilmiş fermanı sende
Doğar güneş gibi yüzünün mâhı
sensin şu gönlümüzün sultânı şâhı
düşmüşüm derdine çekerim âhı
dermansız derdimin dermanı sende
hükmümün biçilmiş fermanı sende
Yanar iken yanmaz oldu çırağım
gün be gün artıyor derdim firâğım
ne yerim bellidir ne de durağım
gönlümün yıkılan kervanı sensin
dermansız derdimin dermanı sensin
Gülleri handân eden aşk değil mi
bülbülü nâdan eden aşk değil mi
aşıkı candan eden aşk değil mi
dermansız derdimin çaresi sende
şu gönlümün yüz bin paresi sende
Aşkına meyledip su gibi aktım
şu seven gönlümü odlara yaktım
Sen gittin ardında çaresiz baktım
dermansız derdimin çaresi sende
şu gönlümün yüz bin paresi sende
gönül hasret giydi ol gülüzâre
âh-ı hüsrân düştü can pare pare
cümle tabip gelse bulamaz çare
dermansız derdimin dermanı sensin
hükmümün verilmiş fermanı sensin
Gözlerim her daim vuslatı nem
ne günüm gündür ne demim dem
ben bir garip Nuri’yim yaverim kem
dermansız derdimin dermanı sende
hükmümün biçilmiş fermanı sende