66
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
3276
Okunma
bembeyaz bir güne merhaba diyorken
lapa lapa yağan karlar altında
dolaşırım ertelenmiş düşlerimle ben...
sokakların sevecen beyazlığına baktıkça
üşümüş kuşların masum çaresizliğine
çocukların yuvasız kalmışlığına içlenirim...
yeşilin uykusuna yatmış ağaçların yalnızlığı
gözlerime düşer bıraktığın mekanlar
ellerime ayazlar değdikçe yedi tepede
yanaklarımdan süzülen yaşlarım buzlaşır sensiz !..
yolcu vapurları Eminönü’nden yol aldıkça
martılar kanadında yumuşacık karlar taşır
hayallerimin has bahçelerine karlar düşerken
sıcaklığın beyaz örtülerde baharları yaşatır...
soluklanan çocukların garip bakışlarında
galata köprüsünden geçerken olsaydın yanımda
el ele tutuşup çıksaydık Cağaloğlu yokuşuna
kızaklarla kaysaydık çocuklar gibi şen, dertsiz...
melekler şehrine bereketler getiren karlara
uzanıp kalsaydık nur beyazına gömülene dek!
ah İstanbul, yalnızlıklarda koymasaydın beni de
pencereden ötelere mahzun bakışlar düşürmeseydim!
kumrular gibi çaresizliklerde koymasaydın ah İstanbul
ayrılıklarımda sessizce bembeyaza bürünmüşsün İstanbul
dağlarınla, tepelerinle, mekanlarınla süt beyazı İstanbul
davetinle getir uzakların koynuna saklı kalmış bir tanemi...
Bahar Tülay Kıran 2008