Bir ışık görüyorum uzak diyarlardan yüzüme vuran.
Gözlerimi kamaştıran bir ışık bu aklımı yerinden oynatan..
Karanlıktan korkan yüreğim ,
Kapılsın mı bu ışığın büyüsüne?
Öyle parlak öyle kamaştırıyor ki ruhumu bu ışık !!!
Adeta çarpılmış kalbim aklım karışık!!

Sonra masallarda ki gibi bir at beliriyor ta uzak diyarlardan..
Heybetli bir cengaver en kralından.
Geliyor kendinden emin adımlarla ,
Yanıma yavaştan ,yavaştan.

Uzatıyor bana ellerini,
_Küçük Hanım tutun ellerimden bu yüreğin ihtiyacı var size!!
Diyorum ki içimden;
_Benimde ihtiyacım var sıcacık bir yüreğe..

Tutamıyorum kendimi bende insanım işte!!!!
Gülümsüyorum en naifin den naza çekiyorum önce.
Ve tutuyorum o cengaverin ellerinden şehvetle!!
Bembeyaz narin atına biniyoruz bir kalp fırtınası içinde.
Niyeti masal gibi bir gün yaşatmak imiş bize,
Öyle söylüyor emir almış öncüsünden güzelce..

Geçiyoruz masmavi nehirler ,yemyeşil ormanlar.
İniyoruz sonra bir nehrin kıyısına..
Cengaver yiğit çok akıllı doğrusu ,koparıyor hemen bir çiçek,
Aklınca küçük kalbimi fethedecek..
Alıyorum tabi ki çiçeği küçücük ellerime,
Kokladıkça sanki huzur doluyor yüreğime.
Dolaşıyoruz gün batımına kadar böylece,
Sonra varıyoruz şirince bir masal evine.

Diyor ki;
_Bakmayın bu şeker evin böyle küçük göründüğüne,
En güzel günler bizi bekliyor izninizle!!!
Küçük hanım olur musunuz evimin sultanı ???

Diyorum ki içimden ;
_Sen zaten olmuşsun benim gönlümün padişahı!!!