30
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
677
Okunma
(Bir zamanlar Isparta ’dan A. Poyraz isimli bir arkadaşın macerasından esinlenme)
Çeyrek asır önce, bir ilkbahardı
Isparta Dere’de bir kız yaşardı
Gece gündüz halı, dokur dururdu
Kirkitini sanki kalbe vururdu
Yemyeşil gözleri, sanki bahardı
Pencereden ara sıra bakardı
Garibim abayı yakmıştı ona
Çılgınca kafayı takmıştı ona
Ahşap evlerinin önü dar yoldu
O sokak garibe tozlu yol oldu
Bıkmadı garibim bıkmadı her gün
Geçti bu sokaktan, çıkmadı bir gün
Her bir bakışında bin hüzün vardı
Nemli gözlerinde, hep hazan vardı
Kiraz bayramında, gül bayramında
Yoktu Isparta’nın serencamında
Sanki sırlarını saklar biriydi
Ya melek ya huri ya da periydi
Çıkmadı sokağa hep camdan baktı
Yaktıkça garibi yaktıkça yaktı
Tüm cesaretini, topladı garip
Anlattı derdini birini bulup
İhtiyar kadının gözü nemlendi
İç çekti acı bir tebessümlendi
Yavrum sen bir başka, kısmetin ara
Bu kız kötürümdür, adı Dilara
Yaktı sanki garip, yaktı dağları
Gölcük’ün yeniden aktı lavları
Aşka tövbe etti, fakat nafile
Kalbi söz dinlemez, olmuştu bile
Çıkamadı gitti, iş bu vartadan
Kaçıp gitti sonra, o Isparta’dan
Kirkit;halı dokurken sıkıştırmaya yarayan alet
ONUN Kİ SEVDA DEĞİL SANKİ GÜN TUTULMASI!................AHMET TURANOĞLU
HAYRANLĞI SANDIĞA ; İÇTE CEVHERİN HASI