9
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1797
Okunma

“Ey Bu Kaderi Bilinmez Harflerin Kimsesiz Seyyahı, Kalem, nûndan geçeli evvel zaman olmuş. Evvel zaman önce şu çocuğun parmakları, senin altın tozundan sararan mısralarına dokunmuş.”
Zamanı Geldi…
Bir seyyah, bir gezgin olup kat etmeli dünyayı
Doldurmalı dağarcığına sevgi tohumlarını
İlim bilim felsefeyi katıp öte yanına
Saçmalı avuç avuç bastığın topraklara
İnsanların mayası hep birdir O’nun indinde
Ne zengin ne fukara, ne cahil ne de ekabir
Dili, inancı, rengi olsa da sana yabancı
Yaratılan hiçbir fani, olmaz bu handa hancı
Ne mutlu bu alemde bırakmışsan derin izler
Bir lokma bir hırka deyip, yanmışsan maneviyatta
Sormuşsan kendi kendine, yaşamın anlamını
Hadi! gecikme dostum; vakti geldi düş yollara…
(Dağarcığınızda biriktirdiklerinizi, gönlünüzce dağıttığınızı düşünüyorsanız eğer, gitme vaktinizin geldiğini anlamış olmalısınız...)
5.0
100% (9)