3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1454
Okunma

Ahmet Karakaptan
Bir şeyler batıpduruyor yine aralıksız
aynı yerine yüreğimin
acıyor
kanıyor
ağrıyor hala
oturup şiir okuyorum
iyi geliyor
perdeler diyorum
yeniden gerildiler yüzüme
yeniden anımsadım
o çaresiz çırpındığım çocukluk anlarımı
ışığım yeniden kesildi
yeniden gelip oturdu işte
odamdaki duvarlara alacakaranlık
ne bir şey yazabiliyorum
ne sorabiliyorum yine
yine canım yanıyor,
taaa derinlerden yanıyor da
ben üşüyorum
titriyorum
bir labirente konan deney faresi örneği
yorgun,
hassas,
kırgın
olmayacak bu böyle
böyle olmayacak bu
gidip,
kıyılara vuracağım kendimi
rastladığım
bir balıkçı teknesine el sallayıp
sessizce çekileceğim bir kenara
ve
’’seni bir daha hiç,hiç üzmeyeceğim’’ deyip,
beni nasıl üzdüğünü anlatacağım
denizin en lacivert koyuluğuna.
kuduracak deniz
ulaşacak köpükleri ufka,
veryansın sana.
martıların bile
biribirine dolaşacak incecik ayakları bu sıkıntıdan
kalın tonda bağırtacak kaptanlar vapurlarını
veryansın sana...
veryansın.
ama çok geç,..
batıpdurmayacak artık bir şeyler yüreğimde
aynı yere aralıksız..
acımayacak,
kanamayacak
ağrımayacak göğüs kafesimde bir yerler artık.
şiir de okumayacağım
gerek olmayacak buna
karanlıksa
zaten vardı.
olmayacak işte
olmayacak böyle bu
asacağım gidip
en son yazılan ve daha okunmamış bir şiirin son mısralarına kendimi
sadece martılar yardımıma koşacak,
lakin geç kalacaklar
doluşacaklar saçlarımda ine kalka feryatla
ayaklarımdan düşüp sıyrılan pabuçlarım
üstbaşım
darmadağın
sonra bir imbat çıkacak hafiften,
koskoca iki masmavi devin arasından kayarak
bir dişi kaltak edasıyla usulca yanıma sokulacak,
ben,
ben duymayacağım.
sonra, . .
alıp sana ulaştıracaklar
sol avucumda sımsıkı tuttuğum bir kağıtta yazdıklarımı :
’’Seni ben çok sevmiştim çok
ALLAHAISMARLADIK ..’’
ahmetkarakaptan
5.0
100% (3)