3
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1197
Okunma

Ehlen ve sehlen ya Muhammed Mustafa
Hüzünlenir mi kalpler adını duyunca
Arafatta, vakfede, nur dağının tepesinde
Burcu burcu kokar mı çöller gül bahçesince
Selam sana ey Nebi, İbrahimce Halilce
Buluşmak vardı seninle
Umrede bir medine gecesinde
Bir elif miktarı uzasa, uzasa gece
Lakin hiç bitmese, doğmasa güneş
Arşın üstündeki melekler de olsa bize eş
Hademetül-arş dahi katılsa bu cem’e
Rabbim nurunu yağdırsa cemre cemre
Seni izlesem ben her nurlu gece
Etrafa bakar mı gözler Seni görünce
Ve doyar mı o can verilesi sahneye insan
Daha doyamamışken sana Ebu Bekir ve Osman
Sevin ey aşk, o mahbubu verdi ki sana Halık
Işık odur, nur o, odur sevilmeye en layık
Kıyamete kadar hamdetsem, etsem meth-ü sena
Yine de bu nimetin şükrünü edemem eda
Şükrümüzsün sen, seni gönderene ey Server
İnci saflığındaki gönlünde biz ümmetine de yer ver..