5
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
2472
Okunma
bir dağın yamacından tuttum getirdim çocukluğumu
ve gençliğimi taze bir fidan olarak diktim kıraç topraklara
can suyu kar eriyikleriyken köklerimize
yağmur dualarındaydı her gün büyüklerimiz
ellerimiz bir film şeridi
ve gözlerimiz
siyah bir zeytinin buğulu camında
kursağımızda sana yağı sürülmüş
toz şekerli ekmek
tıksırana kadar yerdik
ve yüreğimize değene kadar içerdik
musluklardan bedava akan buz gibi dağ sularını
yüreğim akıyor su misali
sakın yürek de akar mı demeyin
akıyor işte
belki akar da yatağını bulur umudu
fakir yüreğimin ekmeği
ekmeğimi küllere banıyorum şimdilerde
bazen küle banmış ekmek yemek iyidir
annem görmesin
görürse çok kızar
ve babama söylemeyin saçmaladığımı
bırakın beni Allah aşkına
bırakın şiir yazayım
acımtırak
afili
beş yıldızlı
ve beş para etmez şiirler
sonra
hepsini milyonlarca parçaya ayırıp müsveddelerin
konfetiler gibi camdan atayım
ben bir kediyim
patilerim acıyor
diken batmış olmalı
sarı tüylerim de dökülüyor
sanırım tüy dökümü zamanı
ekim’in penceresinden kasım’a bakıyorum
cidden kasımda aşk bir başka olmalı
kasım dedim de
aklıma kasımpatılar geldi
ne çok isterdim
şu uyuşuk kedi halimden rengarenk krizantemler açmayı
güzel kokmak iyidir
iyidir güzel kokmak
koklayanın olursa
ekmeğimi küllere banıyorum bugünlerde
ve boğazımda dağlarımın buz gibi suları…
güzyangısı/Sev_tap