12
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
1044
Okunma

Yollara düşerken sessiz sedasız
Coşarak gelmeyi ne çok istedim
Mavi gecelerde aşka vedasız
Koşarak gelmeyi ne çok istedim
Döşümü yakan o ateş afaktan
İnan medet umdum,söken şafaktan
Çağlayan olup da, şöyle yüksekten
Düşerek gelmeyi ne çok istedim
Şiirde son durak yâr’in ahında
Ne sırlar gizlidir özde vahında
Gönül dergahının, çilegahında
Pişerek gelmeyi ne çok istedim
Yıllarca sevindim sevdiğim deyi
Hasret dedikleri, karanlık kuyu
Senli anıları, ah o maziyi
Deşerek gelmeyi ne çok istedim
Her gün koyulaşır özlemin demi
Yanmıyor her gece murad-ın şem’i
Kaygıyı, tasayı, elemi, gamı
Asarak gelmeyi ne çok istedim
Sevdalar doldurdum gönül testine
İnadına, inat, uydum restine
İlk gün söylediğim, sözün üstüne
Basarak gelmeyi, ne çok istedim
Nemli gözler ile dert otağında
Battıkça batarım, dert batağında
O kara gözlerin, gel dediğinde
Şaşarak gelmeyi, Ne çok istedim
Gelmeyip kendini özlettiğinde
Şu deli gönlümü sızlattığında
Şiiri yazarken, söz bittiğinde
Susarak gelmeyi, ne çok istedim
Lüzumsuz’um, ne sabır var, arıda
Yaralı bir yürek koyma geride
Gittiğim tatili, böyle yarıda
Keserek gelmeyi, ne çok istedim
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
5.0
100% (14)