Şafağın kızıllığında
Işığın güne gebe düşlerinde
Kim bilir neler vardı

Olmasaydı hülyalar
Emeller
İçinde umutlar
Geriye ne kalırdı ki

Emir komuta
Hilkatinde gelişen
Bir zamanda

Tercihler ne kadar
Anlam kazanırdı

Ruhuna bigane
bir nefsin zilleti misali

Toprağın
Hasretle umut ettiği
Gün ve ısısı
Güneşin serencamı

Bir kitabın
Cezbeden satırlarında
Kaybolmak

Başlığında ki
Anlamı bulmak merakı

Bir salıncakta
Sallanan
Çocuğun hevesiyle

Buseleriyle
Umudu
Nazara salan
Gülüşçükleriyle

Hani
Bizzat şefkate
Himmete
İhtiyaçlıyken

Hilkati
Sebebiyle
Yem verir onlar
Bekleyenlere

Âlemlerin
Kapısını açan
Tek anahtar
Sevgiyken

Saygı
Ve nezaket
Yok, oluyorlar işte

Her geçen
Gün soluduğumuz
Eksoz gazları

Olağan
Bir halmiş misali
Duyulan feryatları

Geçip gideriz
İşte sessizliğimizle

Bizleri bekleyen
Tükenmez dertlerimizle

Takat mi
Kalıyor sanki
Eğitimsiz kişiliğimizle

Hadiselere
Çözüm noktasındaki
Yetersizliğimizle

Kapı önlerinde
Feryat ile yakılan
Ağıtları

Yıllarca
Çocuklara nüfus eden
Umutsuz bakışları
Nasıl anlayacağız

Her zaman
Tazelediğimiz
Çocukluk oyunlarımız

Oyuncakların
İstilasında esir kaldılar

bu meyanda
Şevkimiz heyecanımız
Ne kadarda azaldı

Ruhumun
Enginliğinde
Düşünebilmem bile

Günümün
Asla acımazıyla
Ne kadar mümkün

Her geçen gün
Hatasına gebe düşlerin
Anlamsız
Tekrarı haberlerle

Seçilmişlerin
Edebe muhtaç halleriyle

Sanayileşmede
Sicilleşen densizliğimizle

Ne kadar
Düşüneceğiz ki

Çocuklarımızı
Bir yarış atı olmaktan
Nasıl kurtaracağız

Gelecekte
Kimler için hazırlıyoruz

Başka ifadeyle
Feda ediyoruz bu yavruları

Beyin göçü
Yaşandığı ülkemizde