Sana ad koysam, ad kirlenir! Eğnine giyende, pusat kirlenir! Her nefes alışında, hayat kirlenir! Kimsin, nesin bilmiyorum ya, Ne olmadığından kuşkum yok; Desem, en aşağılık sıfat kirlenir!
Seninle tokalaşmış olmak, İhtimali bile kötü! Omuz omuza gelmiş olmak; Hayali bile kötü! Sana ekmek pişiren fırıncı, Sana ders anlatan öğretmen, Şöyle dursun; Seni insan suretinde yaratan Tanrı bile, Yani kötü!
İslâm için sürüyormuş, Bıçağı küfrün boynuna!? İslâm için tecavüz, cinayet, yağmalama... Dindarlık mı diyeceğiz şimdi, Vicdansızlığın adına? İslâm için yaptığın her şey, Hem İslâm’ı, hem İnsanlığı aşağılama!
Susarsa insanlık, heyhat kirlenir!
Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sayın AY, şiirin, kafalarımızın karıştırılmak istendiği bu alt üst oluş çağında ve kendi coğrafyamızda olup bitenlere "insan" değerlerimizi savunan bir bilinçle yazıldığına işaret etmeniz, benim için, şiirin tarafımdan yazılmış olmasından daha önemlidir. Buna katılmış olmanız değerli ve ben, mağdur edilmiş, edilmekte olan "insanlığımız" adına size teşekkür etmek istiyorum. Sağ olunuz, var olunuz.
Sayın AY, şiirin, kafalarımızın karıştırılmak istendiği bu alt üst oluş çağında ve kendi coğrafyamızda olup bitenlere "insan" değerlerimizi savunan bir bilinçle yazıldığına işaret etmeniz, benim için, şiirin tarafımdan yazılmış olmasından daha önemlidir. Buna katılmış olmanız değerli ve ben, mağdur edilmiş, edilmekte olan "insanlığımız" adına size teşekkür etmek istiyorum. Sağ olunuz, var olunuz.
Bu şiirin duygu ve düşüncesini okuyucu ile paylaşırken, ırkî ve mezhebî bir yandaşlık içinde olmadım. Nerede haksızlık ve zulüm varsa yaratılana, buna karşı durdum, duracağım. Irak işgal edilip bütün değerleri yağmalandığında da (bkz. Irak Ağıdı), Beşar Esad rejimi marifetiyle Suriye halkının tamamı acı çekerken de (bkz. Suriye Günlüğü) ve İsrail, kendi hükümeti iradesiyle Gazze’yi bombaladığında da (bkz. Sesleniş) itiraz ettim. Şimdi, Irak ve Suriye’deki sünni halkların yıllarca kendilerine yapılmış işkenceye varan Maliki-Esad zulmüne başkaldırmalarını; ABD ve sömürgeci mahfillerin, IŞİD saldırıları Irak’taki çıkarlarına zarar vermeye başlayınca –mesela ucu nedense Türkmenlere değil de, Kürtlere ve Yezidilere dokununca-harekete geçmelerini de anlıyor, sorguluyor ve biliyorum. Ama bu gerçeklerin hiçbiri, benim tavrımı değiştirmez. Ben; ırkı, inancı, dili-kültürü ne olursa olsun, her türlü insanlık dışı olgunun ve oluşumun karşısındayım; itirazım bunadır! KISALTARAK NOTLARIMA ALDIĞIM AŞAĞIDAKİ ALINTIYI BÜTÜNÜYLE OKUMANIZI ÖNERİRİM: “Esasen bu tür şiddet örgütlenmelerini, sadece bölgesel iç dinamiklere bağlamak safdillik olur. Bu tarz oluşumlarda, uluslararası büyük güç odaklarının, gizli servislerin dahlinin olduğu yadsınamaz.......... Hatta ilkin ideolojik emeller/amaçlar ve ideallerle yola çıkmış nice tedhişçi yapılanmaların sonradan nasıl sipariş/servis edilen eylemleri gerçekleştirdikleri bilinmektedir........ bunların yanı sıra, uluslararası propaganda ağının oluşturduğu atmosferin yönlendirmeleri bir anda bir devleti, din/inanç mensuplarını, bir bölgeyi terör yatağı veya terörist olarak lanse edip, bu yönde uluslararası kamuoyunu önemli ölçüde etkiler. Özellikle son 20 yılda, Anglo-Saxon dünyanın İslâm'ı , İslâm âlemini, terör yatağı/terörist olarak sunma/lanse etmeye yönelik her türlü araçla sürdürdüğü kara propaganda dünya kamuoyunda, inandırdığı kesimler üzerinden, İslam ve Müslümanlar aleyhinde bir kamplaşmayı doğurmuştur........... Son süreçte, IŞİD, Boco Haram örgütü gibi Harici/Selefi yönelimli, uluslararası gizli servislerin ürettiği şüphe götürmeyen, şirket gibi sipariş eylemler gerçekleştiren, örgütlerin sergilediği İslâmi hiçbir temeli/gerekçesi olmayan, vahşete varan şiddet eylemleri bahane gösterilerek, İslam dini ve Müslümanlar sürekli 'terör-terörist' suçlamasıyla sanık sandalyesine konularak ağır bir propagandaya, suçlama/linç kampanyasına maruz bırakılmaktadır................. Filistin'de ise, Hamas Hareketi ve Gazze'deki Hamas İdaresi, sırf İslami esasları referans aldıkları için, terörist muamelesi görebilmektedir. İsrail'in her defasında orantısız güç ve yasaklanmış silahlarla sivilleri hedef alarak gerçekleştirdiği saldırılara karşı bölgeyi savunma konumu dışında silahlı bir eylem gerçekleştirmeyen Hamas, bir kısım Körfez ülkelerinin de destek vermesi ile, böyle bir muameleye maruz bırakılmaktadır. Gazze'de bir ay içinde 400'ü çocuk, 2000'e yakın insan kaybına rağmen, İsrail'in saldırılarını durdurup, ateşkes uygulanması konusunda bile çok geç hareket edildi.” Müfit YÜKSEL; IŞİD, İslâm, şiddet ve Gazze-1, 2, 3. 19 Temmuz 2014 / 02 Ağustos 2014.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.