Geçmişteki ehli kitap bir peygamber bekliyordu
İçlerinden gelmeyince tabi olup uymadılar.
Dua edip nasipsizler günü güne ekliyordu
Geldi, lakin hakikati kibir edip duymadılar.


Her birisi düşündü ki! Bizden gelmeli son Resul
Sanki hükmü ilahiydi, böyle idi erkân, usul
Dilediğine verirdi halk edenindi hak asıl
Verilene razı olup kanaatle doymadılar.


Bin dört yüz yıl geçti hala uyanmadılar gafletten
Tövbe ile dönmediler düştükleri delaletten
Gün geçtikçe bozuldular uzak kaldılar rahmetten
Gönül gözleri kör idi nuru adam saymadılar…

&&&

Bu zamanda aynı böyle birileri hep bekliyor
Aha bugün, aha yarın her güne günler ekliyor
Yol kesicinin elinde zavallı kalbi tekliyor
Gelen geldi görmediler, inen nuru aymadılar.


Belli ki insan gaflette çok az bir zümrenin nasip
Anlamıyor, bilmiyoruz neden? Böyle hükmü tensip
Nura, feyze, sırra eriş nedendir? Öze münasip
Çoğunluğu bu makama layık görüp koymadılar.


Kervan çıktı otobanda ilerliyor tam son sürat
Hayat dağıtıyor zahir, sanki dersin Dicle, Fırat
Komutanı başlarında altında en yeğin kırat
Tam seksen yıl geldi geçti yanlış yola kaymadılar…



Salih Yıldız…18.08.2014




.