Şikayetçi yıllar’mı geçip giden günler’mi
korkuluk gibi dimdik unuttuğum dünler’mi
Sürüklüyor meçhule zaman beni dinler’mi
Sırtımdan vuran rüzgar sanki mihraba iter
Kalan ömrüm üç beş gün işte o bana yeter



Bak verdiği ömrün’den ardına bakmayan var
Her gönül cehennem’mi sen gibi yakmayan var
Lakin bu cehennemden yandıkça bıkmayan var
Hüsranlar çarelere saklanmış artık biter
Kalan ömrüm üç beş gün işte o bana yeter



kalk ey sevgili artık uzaklaşmadan kervan
Soluk kesik’gözlerde nazar kimdedir derman
Yoktur bir gönül sesi dağlara’mı bu ferman
Hükmün tahakküm etmez bülbül öttükçe öter
Kalan ömrüm üç beş gün işte o bana yeter



O gözlerin nemlenir şecâat arz et yanma
Titreyen sözümü duy asırlar geçti sanma
Yapraklarım döküldü bende döküldüm amma
Sende kopmuş kıyamet halin benden de beter
Kalan ömrüm üç beş gün işte o bana yeter


Ahu leyli misali şu dildar’ım yürüsün
Gelde geceye inat hep nehar’ım bürüsün
Tabibim ol sevgili’gel bimar’ım çürüsün
Ocağa sönmüş kütük atsam duman’mı tüter
Kalan ömrüm üç beş gün işte o bana yeter



Harun yıldırım
19/08/2014


dildar ( gönlü alan sevgili )
nehar ( aydiklik (
bimar ( hastalik )
tahakküm ( emir)
şecâat ( yigitce davranış)