6
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
1489
Okunma

bakışırken can cana
sıcak mı sıcak
bol köpüklü kahve döküldü
gözlerindeki fincana;
sevgi tüttü buram buram
dokunmak yasaktı sana
sevmek seni bana haram...
yasak elmanın dalından
sarktı üstüme bir yılan
en gereksiz engerekler
çöreklendi tepeme
şehvetin en yakıcı zehri
bal kıvamında aktı dilinden...
yıllar geçti
takılıp kaldım ağlarında o gecenin,
ardımızda bıraktık o uzak şehri
hâlâ uğraşındayım
çözülmeyen bilmecenin...
canım benim
sen yürekliydin, yiğittin
sözünün eriydin;
umduğumdan daha da mert çıktın
körpecik gonca gül iken
ihtiyar bir delikanlıyı yıktın...
biliyorum sevdin beni
büyüyünce anlarsın eminim
bedenen senin olmasam da
kâlben seninim...
ne söylesem boşuna
deli deli söyletip beni
yeni dertler açma başına;
güneşten kaçar gibi kaçtım senden
geceler boyu ay yüzünde kaldım
yıldızlar içinde gözlerine daldım
kurtulamadım gölgenden...
yüreğimde vol/kanlar patladı
gülle kavruldum, külle savruldum
alevler yağdı üstüme...
...
iki harfte iki çengel
kâlbimden gitmene engel
ben yanına varamıyom
gelebilir isen sen gel!
kâlbimde dikili gonca
içinde çakılı kanca
damarımdan akan kanca
dön gel gülüm bana dön gel!
bir bilmece miydi gece
karşımda ay yüzlü ece
düşmez dilimden dört hece
şen gel gülüm bana şen gel!
dokunmadan vurulmuşum
aşk odunda kavrulmuşum
tayfunlarla savrulmuşum
sen gel gülüm bana sen gel!
Şaban AKTAŞ
26.07.2014