2
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1323
Okunma

Çoktandır sayamadım saça düşen akları
Ağarmış saçda nedir, ömrümdeki yokları...
Tokların tınmadığı garip aç yatanları...
Taş basarak bağrımda, gül derdim onlar için.
Mâzinin onmayan bir yarası bendeki hâl
Senelerin sırrını saklarım da inceden.
Dolunaya inatla direnir gökte hilâl
Serin rüzgâr estirir bana uzak mâziden.
Hiç teselli bulmasam bendeki bu yaraya,
Memleket viran olmuş, acısı dağlar kadar.
Yürekte acı ukde,yetim çocuk ağlar ya...
Dalarsam endâmına, olsun bana hayat âr.
Ömrün güzel çağını, kader ise ağını
Kalır sandık her şeyi, sanki âlem ebedi.
Özleyip memleketin en uzak diyârını,
Ülküdür mefkûremiz, yürekler de manevî.
Senden yana gün yüzü görmemiş sözlerim var
Özleme dair bu âşk; bir sana hem vatana.
Kaşların, o saçların; ülkem dağları kadar
Kapında bir çeriyim, haydi kucaklasana.
Huzur mu buldum bilmem! o kara gözlerinden(?)
Beni ayrılıklara iten düşler görürsün.
"Dur bırakma ne olur" diyen o sözlerinden,
İçimde bir ukdemsin, vebalimle ölürsün.
Ceylan’ın yavrusuna hasretiyle yanarım
Her küllenmiş acıdan sanki alev fışkırır.
Vatan gözlü âşkıma, yanar yanar ağlarım.
Uslanmaz deli gönlüm, "Ülkü" diye haykırır.
*
Çoktandır sayamadım saça düşen akları...
Ağarmış saçda nedir, ömrümdeki yokları...
Tokların tınmadığı garip aç yatanları...
Taş basarak bağrımda, gül derdim onlar için.
.............
K.Kurultay