0
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1294
Okunma
Kalb’e sevdâ sıkılmış, bir garipti fikrimce
Gülünce gamzeleri solgun Ay’a benzerdi.
Sülün derler ya hani, öyle uzun ip ince
El değmemiş ateşti, gözler de ürperirdi.
Hüzün bar bağlamıştı, sessizdi hep neşesiz
Garip! düşmüş içine, tarifsiz kederlerin.
Zerafet mahzun kalmış yaprak gibi kimsesiz
Hasret var gözlerinde, iç çeker derin derin.
Mercan bakışlarında bitmeyecek yalnızlık
Sırmalı saçlarını, nedense küt eylemiş.
Sarmışta kaderini, acımasız haksızlık
Sanki lâl olmuş dili, şimdi sükut eylemiş.
Çok korkarım düşer de bir ayyaşın eline
Kendine batırıyor öldürücü zehrini.
Meze olur körpecik bu insafsız âleme
Saplar kendine Leylâ, zehirli hançerini.
Ümitler yeşerterek yalnızlık hücresinde
Yokluklara şimdiden göğüs gerebilmeli.
Sarmış sevdâsını âşk salkımlı bahçesinde
Izdırap dünyasında huzur derebilmeli.
Cilvekâr yalnızlığa eş nicedir öteden
Her daldığı rüya da bir bilinmezi bekler.
O mahmur gözlerini başka eller silmeden
Sinesinde ümitle, nice hayaller besler.
Sevdânın ülkesinde, hasret şehrinde yaşar
Gönül sarayları’nın sanki bir sultanıdır.
Kâh gülerde nârinim, kimi zaman da ağlar
Ukteler sinesinde, dinmeyen hicrânıdır.
*
Leylâ bilki hazânım, sana kucaklar açan
Hayranıyım Leylâ’dan öte nice Leylâ’nın.
Gece rüyana girip, küçük kalbinde uçan
Sar beni! ilacıyım o tertemiz sevdânın.
.............
K. Kurultay