3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
945
Okunma

Hüzünlü ilmik izlerini unutmadan
Yakamda yetişir bahtı karanfil
Ne bereketli bostandır ki bu
Alnından öpsem alarmı çalar çatal yüreğimin
Domatesi yumruk kadar kıpkırmızı
Biberi zehir zemberek ki yakar dilimden
Toprak yatağında sere serpe yeşili salata
Çocuklarını gün ışığıyla bir besledi ki güneş
Ve tabiat ana bu günde yine mutluca
Göz yaşlarım suluyor gönül bahçamı
Gün batımı söndürüp ışıklarını usulca
Sonra öpüşleri gelir aklıma kentimin
Vardiyaları biterken fabrika kızlarının
Köşe başı kikirdeşmelerini keser ansızın
Sokağın karanlığını gövdesiyle aşar gelir
Sireniyle koyu gölgeli bekçi kazımım
Kara kaçanın şoför koltuğuna kurulmuş ayrancım
Ay ışığına sunup gönlünü tırısla aşar geceyi
İnleyen parke taşlarının şikayetini duymaz bile
Oysa çoktan terki diyardım inleyen gönlümle
Ve gönül bahçam talanda sevdalıyken kentine
5.0
100% (2)