4
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1124
Okunma

Vakit gelip çattığında
Sessizliği yaşamak telaşıyla
Gözümü saatten ayırmadan karanlığı bekliyorum
Az sonra ezgiler yağmur gibi yağmaya başlıyor
Çünkü karanlığı beklerken Siesta da uydurduğum
Garip şarkılar söylüyorum
Öyle anlamsız şeyler ki inanamazsınız
Yok sevmekmiş, yok aşkmış, hasret, özlem, falan
Yanisi hepsi yalan...
Şairlik benim neyime?
Hiç yazacak anlamlı, gerçek şeyler bulamıyorum
Nasıl da gıpta ediyorum şöyle doğru düzgün yazanlara
Marifet hissettirmek yazdığını
Kimse inanmıyor ki aşka, sevgiye, özleme
Ama içimden öyle geliyor işte
Bazen minik bir kuş gibi yüreğim
İlle de tutturuyor seveceğim ve sevgiyi yazacağım diye
Umurunda değil olsa da, olmasa da, hece, kafiye...
Ne yaparsınız
Ben de bugün serbest bıraktım yine
Hadi dedim yüreğim, ne yazarsan yaz es üstüme
Filozof, felsefeci ya da sosyoloğ değilim ki ben
Sadece dem vururum aşktan, sevgiden
Ruhumu zincirlemişim bir kadına
Sığınmışım yaratana
Dahası kendi gönül bahçemi yaratmışım ıhlamur ağacımla
Süslemeye çalışıyorum hayatımı...
Gecenin karanlığından sonra
Güneşin ilk ışıklarıyla yıkanır ruhum
Her gün yeni bir sayfa açmaya amede
Ama hep yerimde sayarım nedense?
Ah o kadın var ya
Sebebi o işte
Bugün siesta da bakalım neler yazacağım
Sabaha kadar uyuyamayıp
Öğle uykusunda yazarsanız böyle olur işte
Aklım hep sevgiyle bekleyişte...
Şiir ve Yorum Mehmet Fikret ÜNALAN
5.0
100% (6)