Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Koreli
Koreli

hoş geldin evimize

Yorum

hoş geldin evimize

( 3 kişi )

3

Yorum

2

Beğeni

4,3

Puan

1336

Okunma

hoş geldin evimize

hoş geldin evimize

nede güzel bir aysın oruç tutulur sende
gelip giden misafirelere sevinirim bende
oroç tutunca vucudun yağları azalır ende
iyiki varsın ramazan severdi seni dedemde

bu günlerde oroc tutanlar sıhhat bulurlar inşallah
zamanında gidenler mekkeye hacı olurlar maşallah
sabah erkenden namazıyla zikirle bekler kılar işrağı
kavuşur hac vede ümrede yapılan sevaplara inşallah

mahyalara yazılmış ramazan geldi hoş geldi
parası yetmemiş filesii dolamadı evine boş geldi
zekat veren sadakada yarışanlar bolmuş meyer
mevlamın ikramlı rızk ayı sen evime hoş geldin



Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (3)

5.0

67% (2)

3.0

33% (1)

Hoş geldin evimize Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Hoş geldin evimize şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
hoş geldin evimize şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
ferhan
ferhan, @ferhan
9.7.2014 11:23:09
5 puan verdi
Yüreğinize ve kelamınıza sağlık,mükemmel bir şiir okudum gönül kaleminizden,Ramazana yakışan şiirdi.selam ve dua ile..
kul düşünce
kul düşünce, @kuldusunce
2.7.2014 18:12:58
5 puan verdi
mubarek aya yakışan şiirdi
Sima-i HayaL
Sima-i HayaL, @sima-ihayal
2.7.2014 18:03:49
3 puan verdi

Merhaba… !இܓ Şehr-i Yâr இܓ


இܓ ÜMİDİ HARLASAK DERİM இܓ

- Ramazan; Habbab, ramazan!! Ramazannn!!

- ya.... Ramazanlaşmış yürekli yiğitlerden de haber var mı ya..?

- olmaz mı ya!?!
- olsa iyi olacak; Nehar.. Yüzüme bakmaya yüzüm kalmadı! Hüzün; bilir misin, demirden daha aymaz!
- ne dersin!??
- Ümidi hârlasak derim; Nehar..!
- dertlisin Habbab!?!
- ya...kora doymuş çelik gibiyim..gibiyiz Nehar!
- e Ramazan işte Habbab!Suyumuz bizim!!
- öyle...dalmalı..doymalı..kaybolmalı gayrı.. Hamd olsun..olsun inşallah...! இܓ இܓ இܓ

*İki Ağız Bir Zâr..*


இܓ Öğretmenler ve Öğretmen Olmak İsteyenler İçin Acıklı Bir ... இܓ
► 7:35► 7:35
www.youtube.com/watch?v=8iBsNynLdvI
o
28 Ara 2009 - OgretmenOlmak tarafından yüklendi
Bu özel acıklı hikaye Mega Hafızanın tüm öğretmenlere,öğretmen olmak isteyenlere ve öğretmen adaylarına ...


இܓ

‘’ İki şeyi asla unutma : ALLAH’ı ve ölümü .
İki şeyi de unut:
Yaptığın iyiliği, gördüğün kötülüğü .’’ இܓ

இܓLokman Hakim’in kim olduğu hakkında muhtelif rivayetler vardır. Ancak Şeyhülislâm Ebussuûd Efendinin nakline göre bu rivayetlerin hülâsası şöyledir: Lokman ibni Bâurâ ki’ Azer evlâdından olup Eyyüb aleyhisselâmın hemşire veya teyze zadesi imiş, uzun müddet ömür sürmüş, Davud aleyhisselâma yetişmiş ve ondan ilim almış ve onun peygamberliğinden önce fetva da verirmiş. Kendisi san’at sahibi olup israil Oğullarında kadılık ettiği de söylenmiştir. Bâzıları bunun bir nebî olduğuna da kail olmuşlar ise de alimlerin cumhuruna göre, nebî değil bir hakîm idi. Bilindiği gibi, her nebî hakîm ise de her hakîm nebî değildir.
Alimlerin örfünde hikmet, insan nefsinin nazarî ilimleri iktibas ve tatbikatta faziletli işleri takatî nisbetinde tam bir meleke kazanarak elde etmesi ve olgunluğa kavuşmasıdır. Yani hikmet, kâh nazarî ve kâh ilmî olarak tarif edilirse de tam manâsıyla hikmet, illet ve sebepleri bilerek gayeye isabet edecek şekilde ameli ilme, ilmi amele uydurmaktır. Bunun için kendine hikmet verilene bir çok hayırlar verilmiş olduğu beyan buyurulmuştur. Allahü Teâlâ’nın âlemde hikmetiyle koyup tahsis ettiği sebepleri ve hükümleri, yani kanunları keşfederek ondan bir takım ilmî neticeler çıkarmak kabiliyeti, şüphe yok ki Allah’ın büyük bir ihsanıdır. Ve hakîm olan kimseye yakışan da ilmî ve amelî olarak bunun şükrünü eda etmektir. Nitekim Allahü Teâlâ «Biz Lokman’a hürmeti verdik ki şükret Allah’a diye» buyurmuştur. Bu şükrün ilmî haysiyeti evvelâ o hikmetin, Allahü Teâlâ’nın bir vergisi olduğunu bilerek Allah’ı şirkten, ortaklıktan tenzih etmektir. Amelî haysiyeti de işlerinde takip ettiği gaye ve maksatlarında kendi hevasını değil, Allah’ın rızâsını gözetmektir. Bu şükrü kim eda ederse kendi lehine şükretmiş olur. Çünkü sonunda faydası kendine âid olur. Lâkin kendine hikmet verilenler içinde, nankörlük ederek küfre sapanlar da olmuştur. Bunların nankörlüğü de, yani o hikmeti Allah’tan bilmeyerek ben yapıyorum diye şükürde bulunmayıp kötüye kullanması kendi aleyhine olur. Çünkü Allahü Teâlâ zengindir, ihtiyacı yoktur, hem Hamid hem Mahmuddur. Filan feylesof hikmet nâmına nankörlük ederse ona hiç bir zarar eriştiremez, kendi kötülenmiş olur.
Lokman Hakim’in şükrünü nasıl eda ettiğine dâir hikmet ve ahlâktan bir iki numune Kur’ân-ı Kerîm’de zikrolunarak şöyle beyân buyurulmaktadır:
Hani, yani unutma daima an, o vakit ki Lokman da oğluna dedi, ona vaaz ediyordu, nasihat veriyordu:
— Ey oğulcuğum, yavrum! Allah’a şirk koşma. Çünkü şirk çok büyük bir zulûmdur. Billahi şirk çok büyük bir haddini aşmaktır, önce zulüm bir haksızlıktır. Çünkü zulüm bir şeyi mevziinden başka yere koymaktır. Allah’ın hakkını Allah’tan başkasına vermektir. Aynı zamanda Allah’ın mükerrem kıldığı, şeref verdiği insan nefsini mahlûka ibadet ettirerek zelilleştirmektir. ikinci olarak büyük bir zulümdür. Zira mabudluğu hiç mevzu olmayan ve olmasına hiç bir şekilde imkân bulunmayan bir mevkie koymaktır. Zira Ahmed’in malını alıp da Mehmed’e vermek zulümdür. Çünkü bu, Ahmed’in malını Mehmed’in eline koymaktır. Lâkin hibe veya satış gibi temlik sebeplerinden birisiyle o malın, sonradan Mehmed’in mülkü olabilmesi mümkündür.
Halbuki şirk koşmak mabudluğu Allah’tan başkasına vermektir. Allah’tan başkasının ise mâbud olmasına hiç bir şekilde cevaz ve imkân yoktur.
Yavrum! Muhakkak ki yaptığın iyilik veya kötülük bir hardal dânesi kadar küçük ve gizli ve ne kadar yüksek veya alçak olursa olsun, Allah onu getirir, Ahirette karşına koyar. Çünkü Allah’ın lütfü çok kudreti en ince en gizli şeylere yetişir, ilmi ile hepsini bilir.
Yavrum! Namazı devamlı kıl, kendini erdirmek için iyiliği emredip kötülüğü nehyet, diğerlerini kemale erdirmek, cemiyeti doğrulukla götürmek için başına gelene de sabret. Yani iyiliği emredip kötülüğü nehyetmek kolay değildir. O yüzden başına bir takım musibetler gelmesi mümkündür ve onlara sabretmek lâzımdır. Çünkü bu işlerin her birisi azmolunacak büyük işlerdendir, insanlara avurdunu şişirme, avurt etme, yani iyiliği emredip kötülüğü nehyetmekle beraber böbürlenip kibirlenme. Yer yüzünde çalımla yürüme. Çünkü Allah kurulanın, övünenin hiç birini sevmez. Gidişinde mutedil ol, sesinden de biraz indir, söylerken bağırma. Çünkü seslerin en beti, en hoşa gitmeyen tatsızı her halde eşeklerin sesidir. இܓ இܓ இܓ

இܓ(Lokman Sûresi) இܓ

இܓLOKMAN HAKİMİN NASİHATI இܓ

இܓஇܓஇܓஇܓஇܓ & இܓ

HAYIRLI RAMAZAN lar olsun İnşaâÂLLAH ..Amin! இܓ

Saygı ve Selâmlarımı iletiyorum இܓŞehrimizden şehrinize… DUA İL'E இܓ

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL