20
Yorum
22
Beğeni
4,9
Puan
1508
Okunma
Zaman mı
Zaman sensizliğin karanlığında
Şehri aydınlatacak şimşeğe kurulmuş bir zemberek sanki
Yokluğun yok ederken uykularımı
Hakikatin hayallere teslim edildiği
Hatıraların unutulmuşluğa terk edildiği
Sevginin ölü doğuma gebe bırakıldığı bir zaman diliminde
Sana duygu ve düşüncelerimi anlatmak
Ne kadar güç biliyor musun
Ya da neyi değiştirir ki
Daha doğrusu bu şart ve ahval içinde bile
Bir Leyla’nın Mecnun’u olduğumu
Ferhat ın Şirin e kavuşma özlemi içinde dağ delişi gibi
Vuslatın için hasret deldiğimi sen nerden bileceksin ki
Ya vefasızım
Alın yazım, dinmeyen sızım
Ağlayan elma gülen narım
Ki ,yani benim olmayan elin olan yarim
Vakitsiz gelen mutluluk misali dolsan da şimdi içime
Sen de anlayacaksın bir gün
Hasret sancısının ne olduğunu
Ve anlayacaksın
Yaşanmış hatıraların zaman ve mekan için de kaldığını
Anlayacaksın vefasız sevgililerin ,
Sağ iken bile nasıl öldüğünü
Lakin vakit çook geç olacak artık
“ atı alan üsküdarı geçmiş
ay bacayı çoktan savuşmuş olacak” biliyor musun
Ve sen keşkelerine yenik düşecek
Yaşanmışlığına yanacaksın
Pişman olsan da yaşayamadıklarına
Tavşan yamaca geçmiştir artık
Geriye dönüş yok
Ve bilesin ki her gün içini yakacak
Yaşananları yok edecek o ayrılık diye saplanan ok
KAŞİF KANİ ERTÜRK
5.0
96% (22)
3.0
4% (1)