Bak altın sarısı halılar serilmiş yerlerde,
Üzerine gelecek biçerdöverleri bekler.
Güneş sıcaklığını vurmak için göklerde.
Dünya döndükçe geçen güne gün ekler.

Hani bir zamanlar yemyeşildi bu tarlalar,
Vitamin olup, büyüttü düşen damlalar.
Kurumuş, çekilmiş tarladaki çamurlar.
O zaman taptaze zümrüt yeşiliydi halılar.

Güneşi gördüğünde büyüyüp boy attı,
Rüzgar, yağmur değince hemen yattı.
Nisan yağmurları sizler için en iyi tattı.
Güneş bu desenleri selamlayarak battı.

Her gün başak verme umuduyla uyandın
Günler geçse de sararmayacak mı sandın?
Rengin değişmeye başladı,zamanla sarardın
Bu yalan dünyaya sen de mi inanıp kandın?

Başakların olgunlaştı içleri buğdayla doldu,
Güneşi gördükçe sıcaktan sararıp soldu.
Hani bir zamanlar yeşildin gençtin ne oldu?
Yeşil tarlalar insanlara ders verecek yoldu.

Ömrünün sonu geldi biçecek biçerdöverler,
İyi,doğru,olgun olan kişileri insanlar överler.
Kötü,olan kişileri dua ile kötü sözle döverler.
Bereketli olan tarlayı,iyi insanları severler…

Kimler bu dünyanın geçici olduğunu bilir?
Zaman geçer senin de bir gün ecelin gelir.
Mezar kazılır üzerine kara topraktan serilir.
Artık yalan dünya bitti, ahret alemine girilir.
05.06.2014
Hasan Kaya
Eğitimci-Şair-Yazar